Bazen öyle bir mevsimde seversin ki;
Havada kapkara bulut varken,
Gönlünde güneş açar.
Gökyüzü sicim gibi yağmurunu dökerken,
Senin yüreğin neşe saçar.
Sen öyle güzel uyutmuştun ki beni,
Gerçeği bildiğim halde yalan diyemedim.
Bilsen öyle zor unutmuştum ki seni,
Maziyi sildiğim halde, uzağa gidemedim...
***
Sen öyle güzel yakmıştın ki beni,
Sen öyle güzel uyutmuştun ki beni,
Gerçeği bildiğim halde,
Yalan diyemedim.
Bilsen öyle zor unutmuştum ki seni,
Maziyi sildiğim halde,
Uzağa gidemedim...
Öyle işte;
Ben hep bilmediğin gibiyim.
Bugün de gelmediğin o yerdeyim.
Birazdan seninle buluşmayacağım.
Tek bir kelime dahi konuşmayacağım...
Hiç gitmeyecekmiş gibi geldiğim senden,
Hiç gelmemiş gibi çekip gittim.
Hiç ölmeyecekmiş gibi doğduğum yerden,
Hiç doğmamış gibi göçüp gittim.
***
Aklımda belli belirsiz hatıralar,
Mecbur kalınca, özlediğini bile gizlermiş insan.
Alev alıp yanınca, konuşmaya olmazmış derman.
Mecbur kalınca, nefessiz dahi yaşarmış insan.
Ayrılınca nefes almaya, zaten yokmuş ki imkân...
Ben seni;
Özledim sevgili,
İnan çok özledim.
Avuç içlerinden öpmeyi,
Gözümü açınca seni görmeyi,
Dizlerinin dibinde yatmayı,
Kokunu ciğerlerime katmayı özledim.
Özlemeyi bilir misin?
Hasretten burnunun direğinin sızlamasını,
Yüreğinin salya sümük ağlamasını.
Bir milin her iki gözünü dağlamasını...
--------
Ya beklemeyi! ...
Pişmanım...
Bu aşka düştüğüm için,
Seni bu kadar sevdiğim için.
Bu hale geldiğim için pişmanım.
İçten içe çürüyen çınar gibiyim.
Yıkılsam bana yakışmaz.
Kapasam gözlerimi,
Sıyrılsam bedenimden,
Bir anda yanında olsam.
Güzelliğini seyre dalsam.
Uzanıp ellerini tutsam,
O an için ürperse,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim