Kalbinin anahtarını versen ne çıkar.
Orada kapı bulunmadıktan sonra.
Durma gel içeri desen neye yarar.
Gönlünde yer olmadıktan sonra.
***
Güneş olup doğsan ne önemi var.
Acılı, istemsiz bir kabulleniştir;
Neyse!
Söyleyecek çok şeyim var,
Ama susuyorumdur.
Sabretmek,
Yaradan’a havale etmektir.
Ne zaman aklıma düşsen,
Ömrümden bin yıl gider,
Bugün ile yarın arası,
Sanki bir ömür sürer.
Hasret, keder,
Her ne varsa hepsi sırtıma biner.
Ne zaman adını ansam,
Bir yıldız düşer gökyüzümden,
Bir çiçek daha solar,
Gönül bahçemden.
Güneşim benden saklanır.
Yüreğimde fırtına kopar,
Tohum bitkiye,
Bitki meyveye dönüşür.
Dert gidip sahibine,
Doktor ise dertlisine yetişir.
Ruh kaçıp özgürlüğüne,
Toprak ölüsüne kavuşur.
Ben ne zaman görsem seni,
Dilim dolanır,
Kelimeler boğazıma dizilir,
İçimi bir sevinç kaplar, dizlerimin bağı çözülür,
Sakladığım tüm duygular, hemen göz önüne serilir.
O değil de...
Madem ki ağlayan sensin,
Neden gözyaşı benden akıyor.
Diyelim ki ateş senin yüreğinde,
Öyleyse alevi neden beni yakıyor...
***
Bazen seni öyle çok özlüyorum ki,
Duygularımı hissedeceksin diye,
Ödüm kopuyor...
Yollarına düşüp gelmeyi,
Öyle çok istiyorum ki,
Bir gün beni çağıracaksın diye,
Öğrenemedim, sevilmeden sevmemeyi,
Sevdiğini söylemeyene sevdim dememeyi...
Öğrenemedim, kör kütük âşık olmamayı,
Aşkı bilmeyene sevdin mi diye sormamayı...
Öğrenemedim işte kimseye bağlanmamayı,
Benden gidenin,
Peşinden gitmemeyi öğretti hayat.
Benden geçenin,
Yanından geçmemeyi,
Beni görmeyene bakmamayı…
Beni sevmeyeni takmamayı…
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim