O değil de,
Şimdi diyorsun ki;
Biz hiç mi bir şey yaşamadık.
Hiç mi var olmadık,
Hiç mi sevmedik.
Yani birbirimize değer de mi vermedik.
Dilim susar,
Yüreğim haykırır içte...
Her ne etsem,
Sesim duyulmaz işte.
Sarılırım hasretine gizlice.
Akıtırım gözyaşımı sessizce.
Hasretin sarmışken dört bir yanımı,
Susma söyle sevgili, ben nasıl güleyim,
Ecelden önce davranıp ta almışken canımı,
Ben Azrail’e hangi canı verip de öleyim.
***
Gitmek kolay sevgili, kalan ol da seni göreyim,
Bana acıyı anlatma.
Çok oldu ben o eşikten geçeli.
Hele hasretten hiç bahsetme.
Yıllar oldu ben o zehirden içeli.
Hüzün deme bana.
Dert deme keder deme.
Yağmurun toprağa karıştığı gibi,
İzin ver sevgili,
Ben de sende kaybolayım,
Bulmasın zinhar arayan hiç kimse beni,
Bırak ruhunun derinliklerinde sakladığın,
Başkası değil ben olayım.
Ben olayım istiyorum;
Gözlerini açtığında ilk gördüğün kişi,
İlk duyduğun ses, ilk aldığın nefes,
Seni ilk yanaklarından öpen,
Dünya gözü ile ilk seni gören...
Mesela ilk kişi olmak istiyorum sana ninni söyleyen,
Suç senin değildi,
Ben seni yanlış zamanda sevdim.
Günümüzde aşk seninki gibiydi.
Ve ben bu zamanın adamı değildim.
Eskiden olsa,
Sevileni bağlasan durmazdı.
Bana bencil diyorsun...
O halde içimdeki sen de ne?
Bu gördüğün sensin gerçekte,
Bunu hala bilmesen de.
Ben beni bıraktım,
Yalnız senciyim.
Ben seni beklerdim...
Eğer isteseydin,
Biraz ümit verseydin,
Yüz yıl daha bekle deseydin,
Ben seni beklerdim.
Yaşamama bir sebep olurdu,
Ben seni yalansız, dolansız sevmiştim,
Kalbimi bir çırpıda sana vermiştim.
Mazimi uğruna tek kalemde silmiştim.
Oysa sen bir anda gittin, söyle mutlu musun,
Bensiz yarınlardan umutlu musun...
***
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim