Yaprak dahi hakkını ararken rüzgârdan,
Dalından kopmasına sebep diye,
Bu kalp susar mı sanırsın,
Aşkından döndü diye deliye,
Sakın dünya düzenine kanma,
İlahi adalette böyle olur sanma.
Deryada su idim kurudum.
Çölde toprak idim savruldum.
Can evim var ya can evim.
İşte tam o yerden vuruldum.
Gayrı beni ne kapında ara,
Ne de yanında.
Sen gül olmadan,
Bülbülü beyhude beklersin.
Dalına konanları kovmadan,
Bülbül gelir mi dersin...
Dün gece rüyaya beni görmek için mi yattın,
Susma söyle sevgili,
Hayatına anlam diye yalnız beni mi kattın,
Bilirsin ne çok hasretim,
Senden gelecek tek bir sevda sözüne,
Dilin söylemeyecekse kaçır gözlerini benden,
Sensiz bir gece daha dayandı kapıma.
Bir karanlık daha dizildi boğazıma.
Yutkunmam gereken,
Bir gün daha çıktı karşımda.
Atlatmam gereken.
Sense kim bilir hangi kollarda,
Bak;
Bir günü daha tükettik ömürden.
Bir gün daha yaralandık gönülden.
Uzak durduk,
Ayrı kaldık,
Yaşadık sandık ama sadece yaşlandık.
Tut ki;
Sen diye çarpan yüreğim durdu,
Toprağım yağmura hasret,
Güllerim soldu,
Tut ki;
Son yaprağım da kurudu,
Bunu hep yapıyorsun.
Ne sönmeme izin veriyor
Ne de beni yakıyorsun.
Ne kabul ediyor,
Ne de özgür bırakıyorsun.
Ağladığım zaman güldürüyor
Ne diye bu yüreği kanatıyorsun.
Madem ki sarmayacaksın,
Neden hep yaralıyorsun.
Tam unuttum derken hatırlatıyor,
Tam oldu derken,
Tutup bir kenara atıyorsun.
Gözlerin hüzünlü sevgili,
Yoksa tane tane süzülen yaş mıdır?
Siyah bir örtü gizlemiş saçlarını,
Bana bayram olan sana yas mıdır?
Gördüm ya seni son bir defa,
Fark etmez artık,




-
Alpay Ekmekci
Tüm Yorumlarduygularımızı tercüme etmişsiniz şairim