Kalbimin üzerine son kürek toprağı attım, onu yerin dibine gömdüm.
Ben böyle sevdalı kalbi, öncesinde ne duydum, ne de gördüm.
Git sevgili, ardına dahi bakma, olur da acırsan gidemezsin.
Beni düşünme ki, gittiğin gönül de senin kıymetini bilsin.
Zira aklı başkasında olanlar, bal olsa tat vermiyor, bunu bilesin.
Ey sevgili,
Sen tek bir buse ile kalbimi yaktın,
Ben de tuttum onu, ellerine bıraktım.
Şimdi;
İster tut elinde, avuçlarını yaksın,
İstersen at, başkaları kapsın,
Seni soruyorlar susuyorum.
İyi demeye dilim,
Kötü demeye kalbim razı gelmiyor...
Söz dediğin nedir ki,
Bana sürekli sus dersin.
Mühim olan manadır,
Benden iyi bilirsin.
O manaya varırsan,
Susmak ta çok şey anlatır.
Sana yaklaştığımda kalbimin atışını,
Ta içinde hissediyorsan,
Kalbim sende demektir.
Sana düşen;
Ya kalbimi geri vermek,
Veya beni de yüreğine kabul etmektir.
Görüyorsun ya;
Gitmeyi bile beceremiyorum,
Ya kalbim kalıyor sende, ya da aklım...
Bari susayım diyorum onu da yapamıyorum.
Ne gizlim kalıyor sende, ne de saklım...
Küçücük kalbine sürgün yemiş kalmışım,
Ayağımda prangalar,
Tek bir adım dahi atamamışım,
Karanlık olsa da dört bir yanım,
Ben orayı cennet saymışım,
Senin kalbin zindan ya sevgili,
Bazen kelimeler düğümlenir boğazına,
Kalbinden geçeni bir türlü söyleyemezsin.
Her geçen gün,
Biraz daha düştüğünü görürsün de uzağına,
Gözyaşın kan olup akarken,
Sen kal diyemezsin…
Aşk yanmaktır, zevk-ü sefa değil,
Kalplerin bir olmasıdır, bedenlerin değil,
Göz görmese ne olur, gönlün O’na bakıyorsa,
Tut ki uzaklarda ne çıkar, aklı sende kalıyorsa.
Sen kalbini almaya bak, bu kadarı yetmez mi?
Kalp susarsa,
Dil lal olur,
Akıl gider hayat tarumar olur,
Hüzün çöker ömür matem olur...
Kalp susarsa sevgili,
Dünya hem sana,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim