Ey gönlüm;
Hani gitmek zordu.
Bunca derdin içinde,
Zor olanı yapmak,
Sana mı kaldı?
Ben sana ne desem, nasıl çağırsam.
Adını söylesem, utanır ar ederim.
Yar desem, dünyayı kendime dar ederim.
Can desem, gün gelir Azrail'e teslim ederim.
Ne desem sana ben, nasıl çağırsam.
Kalbimin sesini sana nasıl duyursam.
Herkese onu ne çok sevdiğimi söylemiş.
İyi hoşta kendinden tek kelime etmemiş.
Sanırsın ki o beni hiç sevmemiş.
Üzüldüğüm ne biliyor musun?
Beni az demiş, kendini hiç dememiş...
Çünkü çok diyerek benim sevgime,
Sanma ki sen siyah ben beyazım,
Sanma ki sen kış ben ise yazım.
Eğer var isem, yalnız seninle varım.
Çünkü bu, benim alın yazım.
Demem o ki; sen ne isen,
Bende diğer yarınım.
Sanma ki suçluyum.
Aldığın ahım,
Benim en büyük günahım.
Sanma ki bu yüzden suskunum.
Ettiğin lafın,
Senin büyük zaafın.
Ne aradığımda duydun sesimi...
Ne düştüğümde tuttun elimi.
Çocuk gibi ağladığımda bile,
Silmeliydin gözlerimin nemini.
O halde sana nasıl güveneyim.
Kırıp döktüğün bu kalbi,
Bulutundan ayrılan damlaların,
Toprakla buluşması gibiydi,
Gönlüne düşmek,
Yüreğine akmak.
Başka bir güzeldi yani,
Sağanak olup sana yağmak...
Hangi derdim varsa bildiğim,
Mutlak bir ucunda varsın sevdiğim.
Ve her ne varsa çektiğim,
İnan sebebi sensin sevgilim.
Hangi derdim varsa bildiğim,
Mutlak bir ucunda varsın sevdiğim.
Ve her ne varsa çektiğim.
İnan sebebi sensin sevgilim...
Kalbinin derinliklerine attığım ilk adımda,
Gördüm ki oradaki yokluğuma sebep sensin.
Savrulup gözlerinin kıyısına her vurduğumda,
Anladım ki gözlerinde boğulmama sebep sensin.
***
Ellerim ellerine her dokunduğunda,
duygularımızı tercüme etmişsiniz şairim