Yokluğa yiğitlik olmaz demişler,
Ne güzel, ne doğru söz söylemişler,
Zamanı gelince olur yemişler,
Bu durumu ancak yaşayan bilir.
Damdan düşmeyenler anlamaz halin,
Yolda karşılaşıp selam verince,
Niye yüzün gülmez diye sorunca,
Şöyle nefes aldı inan derince,
Dedi ki; hayata bu gönlüm kırık.
Anlatmak istersen, dinlerim söyle,
Batırırsan o iğneyi kendine,
Davullar çalarmış, dengi-dengine,
Garip gönlüm akıp gider engine,
Anlarsın bunları, gelince sıra!
Dost bildiğin vurur ise hançeri,
Sen gittin gideli, gülmedi yüzüm,
Gökyüzü halime baktı ağladı.
Başka hiç kimseyi görmedi gözüm,
Gözümde şimşekler çaktı ağladı.
Neşeyi, huzuru, aşkı yitirdim,
Bütün dostların geldi, caminin avlusuna,
Hepsi birden katıldı, ailenin yasına,
Hayatını adadın bu gönül dünyasına,
Eremeden ayrıldın, dünyadan muradına,
Bütün dostlar ağladı, dün Hacı Murad’ına!
Ekmek yapacaksan ustasına ver,
Neyin varsa Hak yoluna götür ser,
Bu sıkıntı bizim ömrümüzü yer,
Ehlini bulunca, söyle derdini!
Yiğidin iyisi sözünden olur,
Kalmadı insanlık, tükendi-bitti,
Değerlerin güzelliği değişti.
Milli değerlerim nereye gitti?
İnsanların özelliği değişti.
Saygı-sevgi, rafa kaldırılınca,
Yolda karşılaştım, bir selam verdim,
Tokalaştım, halin hatırın sordum,
Bir derdi var idi, yüzünde gördüm,
Derdin ne demeye, dilim varmadı!
Bir çay içelim mi? Bilmem ki dedi,
Bıktım mala endeksli bu yalancı dünyadan,
Bilmiyorlar hâlimi, zehir oldu hayatım.
Paran olunca zaten dost geliyor ta aydan,
Duygu bırakmadınız, canlı öldü hayatım.
Sevgiden dem vurup, para sevmek olur mu?
Nedir derdin diye başladı söze,
Anlatınca, yaşlar geldi de göze,
Elini vurarak her iki dize,
Bütün gözyaşları kalbine aktı.
Aldı gözlüğünü taktı gözüne,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!