Gönül geldim bak karşına,
Gerek var mı ki arşına?
Ateş düşerse çarşına,
Görürüm halini senin.
Muhabbete meyl edince,
Gönül gözü ile bakın hayata,
İhtiyaç duymazsın, inan ki kata,
Gerek yok, gemiye, vapura yata,
Ferahlarsın sende gönül gözüyle.
Hoş görünür, insanları sevince,
İki gözüm yaş dolu, sensiz dünya bana dar,
Böyle yaşlı gözlerle, beklerken gel sevdiğim.
Seni bekliyorum ben, gece sabaha kadar,
Seher vaktinde kuşlar öterken gel sevdiğim.
Sevda dolu yükünü, yüklemiş hep kervanlar,
Neler çektin gönlüm, gamlanma yine,
Günler geçiyor da geçmez mi sene?
Gülleri sev, aldırma sen dikene,
Gül dikensiz, insan dertsiz olur mu?
Bilirsin hayatın yolu yokuştur,
Gece sakin, gece sessiz olurdu,
Bu sebepten, gece huzur bulurdu,
Biraz daha rahat nefes alırdı,
Onun için çok severdi geceyi!
Karanlık bir örtü gelir üstüne,
Tüm dostların toplandı, işyerinin önüne,
Selam verip varsana, dostlarının yanına,
Allah sabırlar versin, babana ve anana,
Bak Erkan’ım kalkmışta Hakk’a doğru gidiyor,
Tüm dostların el açtı sana dua ediyor.
Dün gece felekle biraz dertleştim,
Felek, benden daha da dertli çıktı.
Sabreyle diyerek ona yaklaştım,
Derdin çok mu diye, yüzüme baktı.
Herkes bana söyler, derdini dedi,
Felek bu sözümde sana,
Çek elini yakamızdan.
Yeter çektirdiğin bana,
Çıksan artık aramızdan!
Yüzümüzü kaldırmadın,
Bir selam verseydin, bana gelseydin,
Hasret giderirdik, belki arada!
Gelip’te yüzüme bir kez gülseydin,
Bu gidişle eremem ki murada!
Hayat elimdeki bir kitap gibi,
Okudum, okudum bitmek bilmedi.
Ne çok öğrendim de, eksiğim çoktu,
Çevirdim sayfayı, sonu gelmedi.
Açtım sayfaları baktım yaprağa,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!