Evvelden hüzünlü olur vedalar,
İnsanı üzüyor, ayrılık-ölüm!
Bakarsın çevrende kim varsa ağlar,
Tomurcuk açmadan soluyor gülüm!
Bütün eşin dostun gözleri yaşlı,
Dost diyerek nicesine güvendin,
Çok çaba sarf ettin, neleri yendin,
Açılmadı ağzın, soldu da rengin,
Kimse anlamadı durgunluğunu!
İnceden yanağa sızınca yaşlar,
Gönlünü ferah tut, tevekkül eyle,
Yaptığın karşına çıkacak bir gün!
Yalan yanlış işler gitmez ki öyle,
Mazlumlar zalimi yıkacak bir gün!
Gönlüne düşünce aşkın ateşi,
Köre ayna kele şimşir bir tarak,
Söyleyince yalnız dile yakışır!
Lime lime olmuş eldeki varak*,
Birleşince ancak tele yakışır!
Dev aynalı bir sonradan görmenin,
Sakın ha sözüne itibar etme!
Haramzade bir sonradan dönmenin,
Güvenip peşine takılıp gitme!
Geldiği noktayı unutan biri,
Ölüm acı, ölüm gerçek, ölüm son,
Yaşın ister doksan, ister olsun on,
Ecel hiç kimseye söylemez pardon,
Bilmez ki çocuğu, genci, yaşlıyı!
Ölüm haktır, bu dünyaya gelince,
Öyle bir baktı ki boynunu büküp,
Ne oldu can dostum, göze mi geldin?
Yardım bekliyordu kenara çöküp,
Vakit saat dolup gelince zaman,
Feryat, figan etmek eylemez aman,
Artık karışıyor sap ile saman,
Boğaz düğümlenir inan söz biter!
Konuşunca mangalda kül bırakmaz,
Herkes dürüst, herkes çok iyi sözde!
Doludur ırmağı, fakat hiç akmaz,
Kurumuş kaynağı, su yok ki gözde!
Pala bıyıklıymış, kaba sakalı,
Bunca alim, ulemanın yanında,
Biz cahil kalırız, bize söz düşmez.
Bu durumu herkes bilse sonunda,
Onun için ham olanlar hiç pişmez.
İki düşün, bir kez konuş demişler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!