Kime ne diyeyim kalmadı sözüm,
Dostu-arkadaşı arıyor gözüm,
Eğer dertlerine bulursa çözüm,
Belki o zaman da bakarmış bize!
Herkes düşmüş bu âlemin derdine,
Niyet çok önemli insanoğlunda,
Vesvese düşünüp kalbini bozma!
Devam et dosdoğru Hakkın yolunda,
Yaradan verince sakın ha azma!
Her kim ne ekerse onu biçiyor,
İnsanlardan umudumu keseli,
Günler, aylar geçti nice yıl oldu!
Maddi rüzgâr aramıza eseli,
Çoğu insan o paraya kul oldu!
Kalmadı değeri, dostluğun, asın,
Küçükken yaşadığım o saf çocukluğumu,
Anne-babamın bana kızmasını özledim.
Annemin sırtındayken sağa-sola çektiğim,
Mis gibi kokan beyaz yazmasını özledim.
Bir küser, bir barışır, oynardık oyunları,
Derdin iyisini, derdin hasını,
Çok çektiği için ancak o bilir.
Kimseye diyemez gönül yasını,
O gönül yasını çekenler bilir.
Gönül düşmüş onulmaz bir ateşe,
Düşünce anlıyorsun, dostunu düşmanını,
Sakın ha bilmesinler senin zayıf yanını,
Talan ederler talan, hem evini-hanını,
Öğretirler hayatın pembesini, morunu,
Yaşamazsan bilmezsin bu hayatın zorunu!
Dostun sevgisinden mahrum kalınca,
Gönül çiçeğimin, solduğu gündür.
Bütün dertten nasibini alınca,
İnsanın biçare kaldığı gündür.
Dostlar ile bir araya gelince,
Sözde mangalda kül bırakmazsınız,
Dediğin yapacak yürek yok sizde!
Kaçarken geriye hiç bakmazsınız,
Söylenen tamamen kalıyor sözde!
Nasrettin Hoca’nın fili misali,
Kuşlar cıvıl cıvıl, çiçekler açtı,
Bahara bir sabah böyle uyandım!
Etrafa mis gibi kokusun saçtı,
Gönlümde bu güzelliği duyandım!
Görüyorum yeşilin her tonunu,
İnsan kalmayınca naçar,
Bilmez ki bu nasıl geçer,
Bu dünyaya gelen göçer,
Dünya hancı, biz yolcuyuz.
Geleceği insan bilmez,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!