Bir dağdan bir dağa ulaşım sağlar,
Sevgisin ortaya seriyor köprü!
Köprüyle birlikte düz olur dağlar,
Yıllardır ayakta duruyor köprü!
Bakarsın bilgiyi verir bizlere,
Bir kere gülmedi talih yüzüne,
Bomboş görünüyor dünya gözüne,
Doyamadan baharına, yazına,
Felek dertlerini vurdu sırtına!
Eksilmedi, gözlerinin dumanı,
İşi bilmeyene verirsen yetki,
Kendinde zanneder sadece etki,
Önüne çekiyor öyle bir set ki,
Olacak işini bozar gidersin!
Becerip güdemez iki koyunu,
Maziyi anarken gözlerim yaşlı,
Baktım ki ne varsa yanıp kül oldu!
Gönül bağım kökten çıkınca taşlı,
Ne tomurcuk açtı, ne de gül oldu!
Can dostum dediğin olmazsa çare,
Garip gönlüm bir an düşünce dara,
Sığınacak tek bir liman aradı.
Geçmedi yürekte kanayan yara,
Gözünde kaldı bak bütün muradı.
Çok çırpındı, sesin duyan olmadı,
Ne mektup ne haber yazmıyor kimse,
Kâğıda, kaleme, pula kırgınım!
Ziyarete gelip gezmiyor kimse,
Dostun gelmediği yola kırgınım!
Akdeniz masmavi, Toroslar beyaz,
Kışın ayrı geçer, bambaşkadır yaz,
Her dönem tadına hiç doyum olmaz,
Dört mevsim kartpostal gibisin Mersin!
Akdeniz de balıkların başkadır,
Mum satayım diye çıkınca evden,
Ay, akşamdan doğmuş, garip ne yapsın.
Bahtı gülmeyince ne gelir elden,
Yoluna taş yağmış, nereye sapsın.
Gönül almak için çırpınır durur,
Gönül bahçemdeki güller solunca,
Suyu çok versen de; boş, neye yarar?
Kul hayatta çok çaresiz kalınca,
Ancak yarasını Yaradan sarar.
İnsanoğlu şaşkın, kalıyor naçar,
Güvendim herkesin tatlı sözüne,
Tamamı yalancı çıktı neyleyim!
Mülayim göründü onlar gözüne,
Bu gönlümü kökten yıktı neyleyim!
Yerine gelmiyor verilen sözler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!