Sana nefes olayım derken,
Sanki boğazında bir düğüm olmuşum...
Gecelerine yıldız olayım derken,
Karanlığını çoğaltmışım farkında olmadan.
Derman ol diye geldim yüreğine,
Öyle seviyorum ki seni, gökyüzünün mavi rengi gibi.
Öyle seviyorum ki seni, güneşin sıcaklığı gibi.
Öyle seviyorum ki seni, bulutların düşen yağmur damlaları gibi.
Öyle seviyorum ki seni, rüzgârın esintisi gibi.
Öyle seviyorum ki seni, denizin sonsuzluğu gibi.
Bugünlerde çok dalgınım,
Unutkanlık başladı, yaşlı ruhumda
Herkesi, her şeyi unutuyorum,
Bir sen cam gibi aklımda,
Evimin yolunu bile hatırlamazken zaman zaman,
"Ne ellerimiz buluşabiliyor ne de gözlerimiz doya doya bakabiliyor birbirine...
Sevmek dediğin bazen dokunmadan, sadece hissederek yaşanıyor,
Biz de öyle seviyoruz işte;
Özlemle, hasretle, yürekten…"
Mecnun’un çölde aradığı vuslat, gönlümdeki sırra perde misin?
Her gece semaya baktığımda yıldızlardan düşen dua mısın?
Senin bakışlarınla titriyor geceler,
Gönlümde açan güllerin suyu musun?
Kimi zaman bir şiir, kimi zaman ilahi bir nefes,
Yüreğime işleyen gizli bir esrâr mısın?
Ne bileyim işte, tut ellerimi.
Tut ki; yıllardır kaybolmuş yanlarım,
ilk kez bir liman bulsun kendine.
Sarıl bana, öyle sıkı sarıl ki,
yaşadığımı unutmuşken,
yeniden hatırlayayım...
Ben seni sebepsiz seviyorum,
Ben seni nedensiz seviyorum,
Ben seni çıkarsız seviyorum,
Ama ne hikmetse…
Sen geldin...
Çocuk oldum, koştum, nefesim kesildi sevinçten.
Çiçek oldum, açtım gonca gonca.
Sen geldin.
Bahar geldi gönlümün ülkesine.
Zemheride dağlarımdan çiğdem fışkırdı, yeşerdim yeniden.
Seni düşlüyorum gecenin karanlığında,
Bir yıldız gibi parlıyorsun rüyamda.
Kalbimde bir yangın, adı sen,
Ne fırtına söndürür, ne de zaman siler izlerini.
Senin kirpiklerin var ya,
geceleri fısıldayan,
gündüzleri ışık saçan…
Beni sararsa en çok onlar sarar,
beni yakarsa en çok onlar yakar.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!