Hırpalama kendini,
Canım yanmaz bu saatten sonra.
Yediğim kurşunların haddi hesabı yok,
Delik deşik gönlüm, binbir yara.
Acımasızlığın, muhabbetinin azlığından.
Seven kıyar mı böyle hunharca?
Geceleri düş uğruna harcadık,
Sevgiyi hüsran uğruna,
Ve yıldızları dilekler uğruna…
Derken gençliği bıraktık bir anı uğruna…
Hayalleri yarın uğruna soldurduk,
Sevgiyi gurur uğruna,
i
İnsanlığın, insanlardan utandığı bir Çağ'da
Nefes almak bile ihanetti çocukluğuma.
Göz göze gelmeye korkardım gökyüzüyle,
Çünkü mavilik bile terk etmişti umutları.
İnsan sevdiğinin her şeyini bilir.
Aldığı nefesi, içtiği suyu…
Sabahları uyanırken hangi yana döndüğünü,
Kahveyi nasıl sevdiğini,
Sustuğunda neye kırıldığını,
Gülümsediğinde hangi anıyı hatırladığını…
İşgal ettin bedenimi, yürüyemiyorum artık,
Tüm azalarım sana döndü, sende kaldı.
Varlığın öyle sardı ki beni,
Ne yapsam, ne etsem…
Saçımdan tırnağıma kadar
Her şey seninle hareket etmeye başladı.
Kadın olmak, Firavun’un tahtına rağmen,
Asiye olup adaletten dönmemektir.
Zorluğa karşı dimdik direnmek,
Haksızlık önünde eğilmemektir.
Kadın olmak, Nemrut’un zulmüne inat,
Ben seni her gün görenlerin
Şansından bir avuç isterim,
Gözlerine değen sabah ışığı
Bana da düşsün diye beklerim.
Pirimiz bilir elbet, sanma ki bizden gizlenir…
Kimdir mürşit?
Kimdir mürit?
Kimdir Hızır, kimdir sır?
Biliriz biz, aşk kime nasip, hal kime yazı, derman kimin elinde…
Edeptir yolumuz, sadakat dilimiz, dergâhın gölgesinde yitirdik benliğimizi.
Güneşin doğduğu topraklarda kök salan
Fırat’ın, Dicle’nin sesiyle büyüyen
Tarihimin izinde yürüyen, efsanelere adını yazan
Ben Mezopotamya erkeğiyim
Ne çok ister insan bu dünyada,
Bir yudum huzur, bir parça sevda…
Ama ben öyle büyük şeyler dilemedim hiç,
Sadece seni…
Ve bak, Rabbim dualarımı kabul etmiş.
Seni yaratmış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!