Gökkuşağının hangi rengindesin
Ki bana ışığın yansımıyor
Bir tebessümle ısınan geceler vardır
Soğuk vuran yalnızlıklara
"Sevenler ağlarmış"
Benimle ağlar mısın? Dedi
Sadece sustum
Göz pınarlarının kuruyalı çok olduğunu söyleyemeden...
Sevmiyorum sanıp, ağlamasın diye...
Saçma sapan sözlere yazdım seni
Tat almayan yanlarımı iliştirip
Tilkilerin kol gezdiği kıvrımlarda
Beynime üşüşen onca yük varken
Kaldırılmaz enkazıydı varlığının
Sonra bir şiirle vurdum seni
Geçmiş geçmemiş işte
Geçmemişliğiyle
Geçip giden sensizlikte
Zamanı sana kurduğum günden beri, saatlerin bir anlamı kalmadı gözlerimde… Bir kuş sesiyle uyanabilmeyi dilerken yeni bir güne ve kanat çırpmayı gözlerinin içinden geçerek… Geçmişten süre gelen sözler yumağı… Oysa ellerim ellerine değse, gözlerim yanardı. Gözlerim gözlerine dalsa, bir yıldız kayardı. Şimdi saatler ne zaman sensizliği vursa, bir bulut gelip konaklıyor gözlerime… Unutmayı istedikçe boğazımıza düğümlenen sessizlik ve akıp giden zaman ve biz içine sığmıyoruz… Ben uzak durmaya çalıştıkça, içime çöreklenen bu sancı neyin nesidir…
Saatler ne zaman seni göstermiş olsa
Üşüyen yalnızlığın aklıma düşer
Isıtmayan hayallerinin içine kayboluşlarınla
Bilemezsin gidişlerin ilk sıcaklığını
Sıcaktır dokunmaz
Sonrasına gelen buz günleri
Anımsatır çok şeyi
Sen içindesin o dışındayken dünyanın
Bir bütünün içine giremeyişler sorgulanır




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!