Otobüste yalnız seyahat eden kadın yolcu olmanın avantajıyla iki koltuğa birden yayılma şansı bulduğum bir yolculuktu. Yastık şekline getirilmiş bir yelek uzatıldı birden. Baktım; muavin çocuk uzatıyordu. Gülümseyerek aldım.
Otobüsümüz kendiliğinden gidermiş edasında yol alırken pencereye başımı dayamış, tüm dikkatimi titreyen cama vermiştim. Gökyüzü, binbir çeşit rengi, içinde harmanlaya harmanlaya karanlığından soyunurken uyuyakaldığım için otobüsün mola verdiğini fark etmemişim. Açık kapıdan gelen soğuğa bakılırsa dışarısı oldukça serindi. Baktım, yelek bende kalmış. Aşağı indim ve üşürsün, diyerek yeleği kendisine uzattım. Olsun, dedi yalnızca.
“Olsun…”
İçmeyecektim zehirden şehrinizi
Banmayacaktım toprağınıza
Yollarınızda dinmeyecektim soluksuz
Dalmayacaktım ırmağınıza
Siz, öyle lezzetli içince…
Senden kendimi geri alıyorum
Zihninden sök resmimi
Yolda görsen tanıma
Sana değildi o güzel sözler
Hücrelerinden çıkar sesimi
Kalmasın hiçbir şey anılarında
rüzgâra mı sormalı toy yaprakları
yanık tebessümle sezdirsin beni
sevgilim
şarkı bitti
çürüklendi ömürler
Yine takıldı ibre
Kalbur saman içinde
Sokaklarda çocuklar
Kalbimde bin bir sızı
Denel fizik laboratuvarındayım
ansızın bir adım
tek bir adım…
sokakların yaprak kokusu
sonu aşka çıkan
sonu bahçeye
sonsuz uçuk bahçeye çıkan o tanıdık koku
su perisi olup dolayım mı koyaklarına
kaybolup iminde sessiz
yoksa dilek mi tutmalı dudaklarında
cilâlı parmakların suya keserken
sapsız samansız biriktirmeli aşkı
Kişisel kültür düzeyi, içsel taleplerin insandan insana değişen dışa vurum şeklini belirler, terbiye eder. Ancak günlük yaşamda normal kabul edilenlerde olduğu gibi, toplumda var olan kültüre göre genel yetişme koşulları ve kişiye düşen olanaklar oluşturur izin verilen uç davranışların da sebeplerini. Farkındayım, üstü kapalı tahlillerle kendimce giriverdim yazıya. Peki, bu cümleleri neden kurmak gerekliliği duydum? Toplumda saygınlığını bir zamanlar ispatladığını düşündüğümüz kişilerdeki egonun kendiliğinden işleyiş şekline, toplum olarak bazı önemli değerlerimizi teslim edersek; bir gün geliyor, bu durumun sonuçlarıyla baş edemiyor ve olanı biteni sorgular buluyoruz kendimizi. Benim için de durum, böyle oldu.
Hayata dair ince elek düşünülmüş sözleri olan, toplumun hep bir adım önünde olduğu için sanatçı kimliğini taşıdığını düşündüğümüz, yaşını başını dolayısıyla hayat deneyimini almış, ancak öte yandan geçmişteki saygınlığının ona ömür boyu yeteceğini düşündüğü için artık tavırlarına dikkat etmemekte sakınca görmeyen bazı edebiyat insanlarını anlamak daha bir zorlaşıyor. Daha bir zorlaşıyor benim için, bir yandan onların ürünlerindeki aşk, kavga, yaşam tanımlarından beslenmişken bugüne dek, insanı anlatan şiirleri dost meclislerinde dilimizdeyken hâlâ, onların fütursuz tavırlarıyla yüzleşmek, bir zamanlar yazdıkları güzel şiirlerin hatırına her mecliste karşılarında el pençe divan durulması gerektiğini sanmalarına tanık olmak.
Benim bunun da ötesinde dikkat çektirtmek istediğim nokta şu ki; bu kişilerin o anki rahatsız edici davranışlarının sanatsal geçmişlerinden dolayı, sanat ortamlarında genellikle görmezden gelindiğini görmek. Ve bu görmezden gelme sonuçlarının onların varlık bulduğu çekirdeğe dahi sıçraması, yani ismini ispatladığı düşünülen kişilerin sanatsal üretimlerine artık eskisi kadar özen göstermemeleri ve buna karşın hâlâ alkışlanmaları gerçeği.
Serçeyi öldürmek
Kesmekti bileğini
Bileğini kesmek
Serçeyi öldürmek
Kanadı mumdan
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?