dalbudak nefesim ufukta sürgün
gözlerim beynimi aşan hür yılan
kısık koridorlarına ulaşıyorum
rüzgâra dönmüş dilin
isyan, ağzımda geceyi büken
Zordur bazı çekmeceleri yeniden düzenlemek. Bir kere dağıtıverirsiniz bir şey ararken hızla. Sonra bir daha toparlanamaz gün boyunca. Bir güne sığdırmak kolay değildir çünkü seneleri. Öyle aceleye gelmez isteseniz de.
Çocuğunuzun çıkmış süt dişlerini yüreğiniz pırpır etmeden tek bir kutuya tasnifleyemezsiniz. Mavi boncuklu bir küpede çok eski bir tanıdığınızın o küpeyi size hediye ederken yüzünde oluşan ifadesini anımsarsınız. Bir kolye ucunu sizin için tek bir küpe haline getirmiş başka bir arkadaşınızın özel üretimini kulağınıza geçirirken, yüzünüzde muzip bir gülümseme belirir. Bu lüle taşı şeyleri artık takar mıyım kulağıma, takmalı mıyım, çok mu çocukça, çok mu seneler öncesinden? Ben artık ne kadar büyüdüm? Büyümek nedir? Bütün bu sorular öyle hızlı hücum eder ki zihninize; hâlâ elinizde lüle taşlarından gül motifleri, beyninizde çözümsüzlükler kalakalırsınız bir müddet.
Kullandığınız saatin kendisi eskidi. Kutusu niye hâlâ durur? Alır mısınız böyle bir saat daha? Saatteki dünya haritasının üstünde durduğu aynayı seçemez mi yine gözleriniz yıllarca; ilk defasında göremedi diye? Bir başka eşyada daha, bu şaşkınlıkları yaşatır mı size acaba hayat? Merak edersiniz.
ellerim varlığının gizlerini açıyor
daha derin bir çıplaklıkla sarıyor seni
gövdendeki gövdeleri çıkarıyor açığa
ellerim
gövdenden gövde yaratıyor
bir masal anlatayım size
açık sarı bir masal...
duvarların koynunda birbirini deli eden anlamlar
mermerin rahminden fışkıran sızı
güz dökerken incelmiş düşleri gözün
bugün düşünceler uçuşup duruyor
nasıl anlatayım sana
seni nasıl düşüneyim
gülümseyen göz geliyor aklıma
rengi yok...
Yanında yokken en içten sarılmalarımı
Kucaklarımı
Seni öpüşlerimi bedeninde duy
Kalbinde hisset
Sıcaklığımla sarın
Sevgimle dol
Ellerim sancır seni düşlerken
Dipsiz yolculuğun neresindeyim
Erguvan likörü tadında sosa bulandım
Direngen ürperti sardı tenimi
İçimde isyanlar alesta beklerken
Uzun uzadıya aşka dayandım
kirimi sarabilir misin değil
kirini sarabilir miyim...
hoş görüp, hoş işitip
susmanın güzelliği
içimize meme vermek rüyası
Ceset yığıldı meydan yerine
Ölüm yayıldı hayat yerine
Kan karıştı sıvısına dünyanın
Yalan karıştı peşin peşin
Para sırıttı yeşil yeşil
Kırmızıya boyandı çocuklar
Parçalanırken insanlık
İnlerken bir adam, tecavüzde
İnlerken bir kadın, askerin gölgesinde
İnlerken dünya, yalanın pençesinde
Yavaşca çöktü utanç sahip çıkmayana
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?
sayin antoloji yetkilileri
Yildizlar kusandik nikli arkadasimizin pasiflendigini dusunuyorum. herhangi bir yanlis davranista bulundugunu dusunmuyorum. bir sebebi varsa aciklama alabilir miyim?