Biga'lıyım
Her Biga'lı gibi!
bir dokunsam içime, bin insan görürüm düşümde......
yokluğunda
çiftleşmiyor cümlelerim
anlatamıyorum işte
titriyor kalemim
korkuyorum, kırılırsın
anne bana eylül'ü satsana
sen kasımpatıları dikersin
söz, ben de erken kalkarım sabahları
sana onbir yılımı da veririm
eylül'süz olanları
gördün mü arıza..
dün ayı yapıştırdım yanağıma
gram ışık yoktu
bu, tonluk yakınlaşmada...
nazlı çınarı sevmeyi öğrenen adamım ben..
kuşlarından
sus sen!
sokaklarım omuzunda can buluyor
sevilecek kadınım ben diyecekti
dalıp dalıp uzaklara...
böbreklerimde bir kumsal
dalga dalga ağrı ki
adın hırstı...
inadına dumansızlığım ile kessemde nefesini
çıkarırdın içimden, o anlaşılmasız iğrenç dilini
adın gizemdi...
gözlerimi gözlerinde kaybettiğimde
ellerime çakılan mıhların acısını
damlalardan bilirim
ağlama!
normal şartlarda
saçlarını yolarcasına
seveceğim gibisin
kokun güzel değil belki
tipin çok aşina
gidiyordun;
tüm nemli kaldırımları üzerime deviriyordu her adımın
altında kalır gibi dünyanın
direniyordum
biz senelerini dolduran eski bir ağaç gibi devrilirken
üzerimizde var olan kuş seslerini düşünmedik
dik dursaydık diyorum seninle
hazanda düşseydik
kırlangıç dönmese de seneye
ona karşı yersizdik
Mükemmel ve İlginç. Şairin şahsi zaman felsefesi dökülmüş bu güzel şiire: İyesinin özelliğini taşıyan, gerek biçim ve gerekse içeriği bakımından birlik gösteren fenomenolojik [görüngübilim] bir yapıt. Kutlarım. Selamlar.