usta bi elin düşmediği yarım asırlık aklında yolsuzluğun kavşakları
çıraklık keyfinde kuruyor cümleleri de görmüyor farklılığı
her kurgu biraz olgunun işiydi
sordu bileşenlerini ayrımın
ayağı kırılmış tay gibi
bekliyordu
adam keşke'yi
düşünce dört ayak altına
kaldırmaya kadın gerek
....................................................gözde'me
(I) .....yağmur öncesi
yol verdi diye katamaranlara
pisliği boşalttılar, ağladı dalga dalga
ismini ihanetin göğsüne madalya diye çaktılar
bilenler çekti, bilmeyenler eşti
toplasan, altı üstü leşti
sabaha karşıydı, gördüm
hakkaniyetin soğuk yüzünde kıvranıyordu kelebek
örümcek, kahkahaya eşlik eden valsıyla ağını örüyorken gözlerine
eyyy can diyordu
ateşe koşmanın heyecanından tatlıymışsın
kör olsun nefsim
(I)
ağustosun göbeğinde dizilen boncuk taneleri terliyormuş
kadın, avuçlarını sıktıkça eriyen yerinde damlalar
göz ucu mesafesinde duruyorken uslu uslu
göz, sahibine iki yüzlü diyormuş
aldatan, aldatılmayı göze alandır
ey; edebiyatın kör topal çocuğu
mecnûnun durağı, aslının uğrağı
sanadır sözüm!
okyanusu ağlatırsın
bulutları konuşturur
buz zamanı etti diye göç
aha, gitti işte pöç!
içimde bir kuş var
içimde biraz da, huş
iyi hoşta dışımda ki libas niye puşt...?
kare as geldi
size hediye edebilir miyim
yoksa kazanacağım.....
kazanmaya alışmış adamların şehrinden geliyorum
ay doğuruyorum
alfabeden iki harf çaldım
cebim dolu anlayacağın
üst üste koyuyorum, kalem gebe
yan yana koyuyorum sancı başlıyor ansızın
Mükemmel ve İlginç. Şairin şahsi zaman felsefesi dökülmüş bu güzel şiire: İyesinin özelliğini taşıyan, gerek biçim ve gerekse içeriği bakımından birlik gösteren fenomenolojik [görüngübilim] bir yapıt. Kutlarım. Selamlar.