..............................................şükrü özmen'in ardından
siyaha inen beste;
(I)
.....................Sol göğsünden şikayetçi, sol elini kullanırken özürlü gibi, sağ elinde ki ismini bilmediği kırık kemiğin tek sorumlusu, üstelik istenen grafiyi çektirme zahmetinde bulunmayan, önce kova dolusu koru yere boşaltıp sonra üzerine düşen ve bu düşüşte de sağ elini öne süren şahsıma davacıyım. Sakarlığım dikkatsizliğimdendir........
mekan: gece yarısı
mesafe tanımadan karaladıklarım da oldu
şekline bakmadan sıktım adamın elini
göğsüne bakmadan dinledim bir diğerini
hatta her karaya kadar uzanıyor duygumun dozu
aşırısı düşündürür
azı güldürür
bu gün yine en çok ezilendim
hele şu öylesine ayakta duran bina yok mu
uykularımı kaçıyor uzun zamandır, söyleyemiyorum
korkum üzerime devrileceğinden değil inanın
alışmak derler sizde de kıyılmıyor tinerci çocuğa bile
sığınağıdır merdivenleri
trak trak...
tespihsiz voltanın tadi kadardı
ve yüreği güveli cümlelerin uğrak yeri
yüzlerde aynı umutsuzluk
dizlerde farklı güç
fosforlu rivâyetler uğramış endamına
yüz üstü altı nefer uzunluğunda epik
dizüstünde bir resim ki agresif tutuk
kaldır ulan kaşlarını
miğferinin yüzü asık
oysa;
kırılmış bir acının tutup kollarından
kaldıracaktık
bir ışık yandı
bir mum söndü
bir ışık daha yandı
dün toplamış eteklerini
güneş adamakılllı sırıtmakta sabaha
sincap bu kez daha heyecanlı
baldıran koklamakta
berbatmış demeye yakın bir zamanda
yağmur yağar gibi bir ses
kadının biri
iki dilim peyniri
kilosu beş liradan
dört defa aldı
ben bir şey anlamadım
havaya girince,aralıksız sorti
yerde muallâ nezâketi
sabahın rengi
akşamın nezâketi
Mükemmel ve İlginç. Şairin şahsi zaman felsefesi dökülmüş bu güzel şiire: İyesinin özelliğini taşıyan, gerek biçim ve gerekse içeriği bakımından birlik gösteren fenomenolojik [görüngübilim] bir yapıt. Kutlarım. Selamlar.