nasıl çirkinleşiyorum bilsen
olur olmadık yerde ismini görsem
o her yerden çıkan karıncalara mı benzetsem
diyorum bazen de
yok yok
aldanma;
avuçlarındaki çizgiler eskimez
tırnakların yeniler kendini durmadan
zaman zavallıdır ellerinde
tutarsa sevdan
farzet ki sen yoksun
şiir bir elma
ilk dilimi sana vermeyeceğim
değişiklik olsun diye muallâ
burayı darağacına ayırdım
tercih,
patlamaya hazır bombanın saati olmaya kuruldum
avucunda ki çizgiye tırmanıp, bileğinde dirildim
değişim,
dokunma;
kırmızı güllerin asaletini öldürdüm bugün
suçlu bir çocuk gibi
pusuyorum
aldırma...
göğsün delindikçe maganda yapımı kumdan mermiler ile
havada çarpışanlardan can kopar yorulmadan
matarası dolu defansif bir askersin sen
adını sırtlanmıştım paçalarıma kadar, ocaktı
hiç bir yer, kar
özlemiştim beyaz bir muştunun kollarını
öyle hafif, öyle serinsin ki akşamları
dilinde serçeler uyur
saat 24'ü dürttüğünde
gıdıklanan bendim........
ellerin ne çok şey anlatırdı bana
annemin böreğini mesela
maydanoz tarlasına giden yolu
sen özlenen;
yağmuru anlat bana keman rengi kaşlarında
hadi bir türkü daha mırıldan ıslaklığıma
Mükemmel ve İlginç. Şairin şahsi zaman felsefesi dökülmüş bu güzel şiire: İyesinin özelliğini taşıyan, gerek biçim ve gerekse içeriği bakımından birlik gösteren fenomenolojik [görüngübilim] bir yapıt. Kutlarım. Selamlar.