Sen içimdeki alâim-i sema
Aşkın rengarenk halisin
Boyuyor tüm atlasımı
Aşk ikliminin renkli yağmurları
Ve esiyor gönül sahillerime
Muson rüzgârları....
Huzurumsun! ..
Bütün huzurları kovdum
Haşa huzurdan
Onlar zaten huzursuzdu
Bir tek sen kaldın huzurumda,
Hızurum...
Bir gidip bir geliyorsun düşlerimde
Sonbahar yaprağından topluyorum saçlarını
Rüzgârın hırçın yelesinden sessizce
Bulutlarından yağıyorken duygularım
Yüreğimde yüreğinin sıcaklığı var.
Kızıl derili güneş ala kesiyor düşlerimi
Suskunluğunda kanıyorum
İçimin sessiz çığlıklarında
Gönlüm direnirken
Beynimin dirençleri bir bir yıkılıyor
Gönlümün kasırgaları
Sarı yaprakları döküyor
Güneşe gömelim aşkları
Soğusun gönül çeperleri
Sismik bir fırtınada
Kırlır gönül fayları
Ne zaman durulur
Artçı sarsıntılar bilinmez
Gözlerinin ufuk çizgisinden bakıyorum
Gönlünün enginlerine,
Gözlerin derin bir gökyüzü
Sayfa sayfa açılmakta galaksilere
İçimi ısıtan güneşlere...
İki dünya var içimde birisi sen;
İki torun iki nimet
Biri Zeynep biri Mehmet
Yüce Tanrı sevdi bizi
Güneşini gönderip te
Yetmez diye ay da verdi
Arzu ile Doğukan'a
Bu gece sustu karanlıklar
Mah yüzün aydınlattı gönlümü
İçimde birikip birikip mayalandın
Yıllanmış şarap tadında
Dünyayı dolandım yine sende kaldım
İçime yürüdün tüm hoyratlığınla
O karanlık o karanlık çökecekti sokaklarımıza
biliyorduk asılacaktı özgürlük
sevgiler mahkûmdu duvarlar arasında
yücelerden esen rüzgârlarda
sarp kayalardan dönüyordu çağ
günahların bacalarında kurum
Güz bitti sevgili;
Soğuk kış beklerken
Bir bahar gibi esti yüreğime
İri gözlerinin uçuk bakışlarından
Süzülen mehtap...
Sende tamamlanmamış bir şey var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!