I
Kurnamız delilik gergefi,
Sökük elbiseye düşen eyer ipleri.
Münacat takımın, fecrilik alabildiğine büyüdü,
Naze bulutları ayaz tırmalar.
Ne bir şöhret peşindeyiz, ne de bir pâye ararız,
Ne övünmek haddimizdir, ne de zilletten gelmekteyiz.
Türklük yadigar asyadan, en büyük şandır, taşırız,
Doğduk adımız ezanla, sela ile biten seferdeyiz.
Yol uzaktır, yük ağırdır, neye gam, neye elem?
Devlet, uyan! uykuların sonu hüsran,
Her yan kara duman, her ufuk olmuş zindan!
Biri insan, biri hayvan, farkı ilim yaratır,
Cehaletin yüküyle millet nasıl kanatır?
Kaç ders-i felaketle uyandın ne oldu?
Beyninde birer kor gibi acılar yoğruldu.
Metanetli akmaz dağın pınarı, kurur gider,
Yarmend, ne cüda, ne zail! her biri vakar eder.
Rüberü mâna bulur, bana vakt-i merhun,
Seni yitirmek ölüm! bana mukadder intizar eder...
Vaktinde bitmeden bu dirlik ateşi;
Küller bile taşır bir gün ışığı,
Karamsarlığa yenilme, yılma asla;
İnsanın yarası iyileşirken kanar,
Sağken katlanır onca zorluğa,
Ve sağken erişir düşlerine, dileklerine.
Millet-i nâdân, uyan artık! geçiyor vakit,
Gör, etrafı kuşatmış ne fırtına, ne afet!
Dünyalar birleşirken, sen hâlâ mı bölünürsün?
Gör, her taş üstüne taş koyanlar nasıl büyür, düşün!
Hürriyetin şanını alıp oynar mı çocuklar?
Yoksa onu yaşatır mı, dâvâsına vurgunlar?
Ne var ki durmadan gülüyorsun,
Kalmadı yalvarmak için kaçış.
Paslıydı tüm kapılar
Sarmaşıklar çoktan gevşedi
Bal petekleri işsiz
İki göz oda hapis gibi bazılarına,
Bizi almayan gemilere yenisi eklenmekte.
Korkudan kapıyı üç kere kilitleyen adam,
İçindeki güvensizliği hangi anahtarla açacak?
Patron yine işçiye yüksekten bakıyorsa,
Adam dediğin hâlâ emir alıyorsa,
Dönelim kasabaya
Gören göz zaten saşı
Surat desen kiremithane
Dilini kerpetenle açtıran
Yüksek kafayla gürüldeyen dağ
Aşağıda dirhem dirhem azalan.
Karanlık diyorlar,
Issız göçlerin kör bıçak gibi indiğine.
Sen görüyorsun yalnız saati, kıvıl kıvıl,
Ben tanyerinde asılan bir delikanlıyı.
Gönlünüze sağlık ben şiirlerinizideki üslubunuzu beğendim. Ayrıca bir ünal kardeşimiz de Altındağlı imiş, siz de, ben de Benimki Altındağ da doğmuşum, eskiden oturduğumuz yer Karakolun yanında idi, şimdi ne oldu bilmiyorum.