Ünal Serhat Yorgancı Şiirleri - Şair Üna ...

Ünal Serhat Yorgancı

Kızım ve yaşım ilerlerken mezarlık yolda,
Gök kızıl bir hüzün, yer kara toprak.
Akşamın gölgesi çökerken solda,
Rüzgârda titrerdi serviler ancak.

Her taşın altında bir tarih yatar,

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Varidat nur-u ilâhî, ne zulüm, ne de nifâk!
Gerildi çarmıha, soldu dudakta son kelâm,
Can veren, canı diriltir, o kutlu emr-i ezelâk!
Ama ölmedi! Hak bir yiğit bahşetti insana tam.

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Bir yol tuttu mu insan, dönmüyor geri,
Usta işi günün ardından,
Alacakaranlıkta serildi önüme vaatler.
Her hevesle yeni bir kılıfa giriyor,
Kendi kendimi yediriyorum bu açlığa.

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Uçurum çarşaflarına yatırılmış komutan,
Merdivenaltı sinemalarında elden ele gezen bilet,
Düpedüz gümüş horoz! peki ya kime ateş eder?
Eprimiş ipekler, dikilmemiş gömlekler gizleneyim.
Ve mümkünse kanunu olmasın,
Zira biz oyunları hep bıçak sırtında oynadık.

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Şairim, sözüm sarsar, ince eleyip dokurum,
Kalem elimde, dobra yazar, bir çınlık halidir.
Halk meclisinde dilden dile sevda haramiliğim,
Ölünce yaratana yalvaran bir pişmanlık halidir.

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Levante tılsımlı ölü, gümüş şamdanların,
Rüzgârla uyuduğu çorak çöller dişisi.
Her gece yıldızlarla yıkanan kızların,
Baktığı yaralı ıtri hilal çizgisi.

Campo hatırsız düş, unuttuğun masal,

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Donmuş derelerde yıkanan uslanmayan kekre,
İliklenmeyen zamanların kekre verdiği yaralı iplikler,
Sürgündü aklım — ağır ve kuru kasıma batmış,
Bir seher vakti sızan loş çocukluğu sürüyordum.
Tahta, tahtalardım her yol ayrımında,
Yangın tozu, yağ lekesi, bir adem çanağı,

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Yüce Azrâil! daha vakit mi? bekle biraz,
Çünkü yazılmadı hâlâ nice âyet, nice söz.
Hakk’ın emrini duyup eğilmezken başım,
Nasıl teslim edeyim ruhumu, eksikken yaşım?
Ehl-i din zannı ile din diye çürük söz işler,
Hâfızın levhası zeber, eksikiken tekbirler?

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

İmsakiye kandil arasında
Sır bir bahçede soldu.
İnci işlemeli kaftanda
Sultan'ın gözü doldu.

Perde arkasında suskun

Devamını Oku
Ünal Serhat Yorgancı

Müslümanlık, sözde kaldı, özde hüsran bugün, Aldananlar çok da olsa, aldatandır hep düğün.
Söz değil, öz lazım artık, bırakın boş methini, Ecdadına benzer evlat, gösterin bir tek kini!
İsterim görsün bu millet, yitik izzet, eski şan,
Nerde bir vakit arş tutan, vakur duran kahraman?
Var mı sizde bir nebzecik, hakka karşı bir hicap? Kandıranlar mıydı böyle, Fatih'in bile katli vacip?
Bölünüp her yana düşmüş, sualsiz şu hikmetin, Şirazesi dağılmış kitap gibi, tomar tomar milletin.

Devamını Oku