Dünyaya sor bir kere, neden yavaş akar zaman,
Kanunlar hep susuyor, suçlu kim bilinmeden.
Haydi kalk bir başkaldır, hırçın yağmurlar getir,
Conte’yi bitir şimdi, sen de yarat bir devrim!
Tabruh bırakacak ne ekseriyet ne de hazine
Gün görmeden bin servet içinde çürüsün,
Hayırsız, düşsün haramın gölgesine ömürce...
Ben, mazluma bir dua, bir omuz olayım yeter!
Varsın onlar hak için gözyaşı dökmeyi bilmesin!
Darbe sabahı osmanlılara baktım,
Zinhar gölge etmesinler, rahat nefes aldım.
Sokağa indim; dar sokak, puslu...
Ayak seslerime ferman doluştu.
İşi gücü bırak, bak ne var ne yok,
Söyledikçe dile gelir anne yokluğu?
Dostlar, komşular nereye varacak?
Hesaplar yapılırken ne olacak?
Önce ona bak, sonra içini dök.
Yıkmak kolay elbette, emektir o yapmazsa,
Sanma ki harâb olmuş o mâbed döner eski.
Bir aşk ile bir kalbi sarıp merhem olmazsa...
Bin yıl da geçip gitse, bulunmaz ona destekçi!
Bizi sarhoş etti gece, sabahı unutmuşken,
Ruhlar, bedenin zincirinden kurtulup giderken,
Fakat bir yanı eksik kaldı, bir tarafı yanarken,
Tanrı ile kul arasındaki ince çizgi yoktu.
İlyas’ı düğüne davet ettim,
Lambalarını yakalayıp bakarken,
Üzerine taze bir yıkama yapmış,
Çürük dudağını ısırarak sinmiş…
Bir de üstünde, zarif bir yazı var,
Görmekle karanlıkları yılgın mı olacaksın?
Boyun mu eğip susacak, umuttan mı kaçacaksın?
Ey yorgun yürek, ey suskun ve ürkek gözler,
Sen uyanmaz isen kim kaldırır bu ölü sözler?
His var, hareket var, niçin suskun duruyorsun?
Kendi ellerinle kendi tuzağını kuruyorsun!
Bir öte kavşakta çarpıştık,
Ne güzel, sinirledim içimden.
Tanıdım bu odun arkadaşımı,
Kötü değilmiş birkaç operasyon geçirmiş.
İyi, iyi, pek değişmemiş.
Çocukları büyümüş müydü?
Tutsak günler geçiverdi usu tazelik duymadım
Üstümdeki yerleri sarmış irinler
Sabah mı? gelemez yola, içimi lime lime eder,
Kankıran oldu gidişin, zorlama zerk eder.
Beni kendisine kirleten, kendi özünden utandıran…
Gönlünüze sağlık ben şiirlerinizideki üslubunuzu beğendim. Ayrıca bir ünal kardeşimiz de Altındağlı imiş, siz de, ben de Benimki Altındağ da doğmuşum, eskiden oturduğumuz yer Karakolun yanında idi, şimdi ne oldu bilmiyorum.