Gözleri efsun rengi, keman kaşı yay gibi
Bu ne güzel yüz Rabbim, ondördünde ay gibi
Bakışları önüne katıp sürükler beni,
Yücelerden coşarak çağlayan bir çay gibi
Bir sonbahar meyvası; ayva gibi, nar gibi,
Ne 'Anneler Günü', ne 'Babalar Günü'...
Şıpsevdi misin be güzelim,
Senin yüreğin, senenin her günü
Ana-baba günü....
Gökten üç armut düşmüş;
Birinin içi geçmiş,
Birisi çürük çıkmış,
Biri, ihtilâl yapmış...
(1960)
Neler çeker şu Şeytan elimizden...
Laf aramızda,
Şeytan, saf kalır yanımızda...
Hani, biz de masum değiliz,
Şeytanı, Şeytan olduğuna pişman ederiz.
Kafeste bir kuş misali
Dört duvar arasında geçmeye mahkum olsa da kalan ömrüm,
Çocuksu bir umutla bekler hep baharı
İhtiyar gönlüm.
Her ilkbahar
Bir ateş ırmağıydı her bakışından akan,
Yüzdüm, durmadan yüzdüm, hep o ateş nehrinde.
Büyüledi gönlümü, sırrını çözemedim,
Nasıl bir füsun vardı, gözlerinin sihrinde...
Sen, ey doymadığım aşkın kadını!
Unutmam teninin o hoş tadını
Aşkı hatırlatan güzel adını
Tırnağıyla kazmış, Şeytan beynime...
Gel güzelim, artık dargınlık yetsin,
Nağme dolu isminle, dilimdeki sühansın,
Hep gülen gözlerinle, gönlümdeki ferhansın.
Bir kez okşayan elden, bir daha çıkmaz kokun
Mor dağların çiçeği, misk kokulu reyhansın
Bir de tatlı dilin var, sohbetin hep şen şakrak,
Bir nigâr-ı sûzanınla vecde gelmek ahtım olsa,
Elâ gözün şavkı dolu bir nigâhın, bahtım olsa,
Âşiyânım sînen olsa, peymânem hep; o gül femin,
Bu cihâna şâh olurdum, haclegâhın tahtım olsa...
Ünal Beşkese
Bir zamanlar memleketin birinde annesi, babası ve iki ağabeyi ile birlikte yaşayan bir kız varmış.Büyüdükçe, bir kır çiçeği gibi güzelleşen kız, daha 15 yaşında, herkesin dikkatini çeken bir güzel olmuş,
O civarda yaşayan üç namus düşmanı, kıza göz koymuşlar, her fırsatta türlü şekilde taciz etmeye başlamışlar kızcağızı.
Zavallı kız, korkudan evden çıkamaz olmuş.
Fakat bu da çözüm getirmemiş duruma, bir gece bu üç ahlaksız kapıya dayanıp, kızı zorla dağa kaldırmak istemişler.
Kızın ağabeyleri ve babası, onlarla boğuşup adamları kaçırmış ama, ağabeylerden biri, aldığı bir bıçak darbesi sonucu vefat etmiş
Hoşgörüsü ,pınarlar gibi akar şiirin duvağından ;uçar bir kızın sinesine konar ,bir oğlan gülümser göğsünde, göğün kuşağından rengarenk sevgiler diziliverir boynuna insanın, Ünal babacığımın dokunuşlarından.Sabah eğilir, suyun çehresinden öper, inci tanesi gibi yaşlar sıralanır gözlerinden güle mera ...
'Öyle bir sen ol ki içimde, içinde hep ben olayım.'.. (*)
Tek bir mısra, satırlara bedeldi. güçlü kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum Sayın Ünal bey
herkese göre bir şiir olmuş... :) :) :) :) :