Bir canlansa ne olur içimde o heyecan,
Yine sıcacık gelse ellerime ellerin...
O, otuz yıl önceki çocuksu bakışların
Dolaşsa gözlerinde bir kez daha ne olur?
Ne olur, koyuverip başını omuzuma
Hüznü hep gözlerinden, umudu gülüşünden,
Ve sarhoş eden aşkı dudağından içmişim,
Yolumu kaybetmişim, sürüklenip peşinden
O gül kokan sinende, ben kendimden geçmişim.
Mutluluğum, kederim, şükürümsün, âhımsın,
Yüreğimi, avcuna severek verdim, kendim,
Gönül mülküm senindir, Sultânısın efendim.
Bir tatlı bakışına bin canım feda olsun,
Herşeyimsin, canımsın, cânânımsın efendim...
Gönlümü bir İzmirli kız çalıverdi, ahh, bu yaz;
Saçlar siyah, gözler yeşil, yanak pembe, ten beyaz...
Sinesinde iri güller, dudakları al kiraz,
Çapkın çapkın bakışında, sanki davet var biraz...
Eğilirken,yakasından görününce gülleri
Dökülsün omuzlara, saçların çözerek gel,
O elâ gözlerini işveyle süzerek gel,
Gökyüzünde bir yıldız kayar gibi, ardında
Nurundan, ışık dolu bir çizgi çizerek gel...
Son güzün güneşi de kaybolup gitmeden gel,
Gel, naz etme, gel güzelim, gez gönlümün bahçesinde,
Salın, seher yelleriyle sallanan güller gibi;
Gönül senin, bahçe senin, sana âşık can senin.
Gün ışığı tutuşurken saçlarında, kıpkızıl
Şebnemlerle ıslansın, gül yaprağı dudaklar,
Sevdam senin, hasret senin, feryad-ı figân senin...
Gel güzelim, sokul bana, koy avcuma ellerini,
Aç gönlünü, anlat aşkı, derdine dermân olayım.
Gel, beraber koklayalım aşk bağının güllerini,
Vuslat için, alnındaki yazılı fermân olayım...
Gün batımı; pembe bir tül, ruhumuzda gel - gitlerle,
Cevrin yeter güzelim, neydi bunca günâhım,
Ulaşmıyor gönlüne, ne figânım, ne âhım...
Gül bûseler hatrına, çaresizim sevdânda
Zülfüne yazmış bir kez, beni baht-ı siyâhım...
Ünal Beşkese
NOT: Şaraplarıyla ünlü bazı yörelerde, özellikle Fransanın güneybatısında, bağların bozulup üzümlerin toplanması ve ilk şarabın imali, üzüm toplayan kızların ve yöre gençlerinin coşkuyla katıldığı Bağbozumu festivalleriyle kutlanır. Yöresel oyunlar, danslar ve... kaçamak aşklarla...
Bağ bozumu yöresinin güzelleri bir başkadaır,
Üzüm sıkan ellerinin özlemleri, hep aşkadır.
Bağ bozumu akşamları, üzüm, şarap ve aşk kokar,
Doldur doldur sun ey mehveş, lâl lebinden peymânemi,
Bir katre de işvenden kat, gülşen eyle meyhânemi.
Gözlerinde nûr-u fecr'le, ellerinde devâ-i aşk,
Gel de şâd et teşrifinle, şu hâtır-ı virânemi.
Şiirlerle, şarkılarla, mecnûn gönül yana yana,
Hoşgörüsü ,pınarlar gibi akar şiirin duvağından ;uçar bir kızın sinesine konar ,bir oğlan gülümser göğsünde, göğün kuşağından rengarenk sevgiler diziliverir boynuna insanın, Ünal babacığımın dokunuşlarından.Sabah eğilir, suyun çehresinden öper, inci tanesi gibi yaşlar sıralanır gözlerinden güle mera ...
'Öyle bir sen ol ki içimde, içinde hep ben olayım.'.. (*)
Tek bir mısra, satırlara bedeldi. güçlü kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum Sayın Ünal bey
herkese göre bir şiir olmuş... :) :) :) :) :