O, daha küçücük bir balıkken bile, diğer balıklardan farklı görürdü kendini...
Büyüdükçe, büsbütün arttı onda bu düşünce. Kendisinin, denizdeki en güzel balık olduğuna inanmaya başladı.
Pullarını daha da parlak göstermek için hep kıvrım kıvrım kıvrılırdı yüzerken.
Hele kuyruğunu sağa sola sallayışının, ona çok yakıştığını, bütün balıkların ona hayran olduğunu düşünürdü.
Bu denizdeki tüm balıklardan çok güzel olduğuna inanıyor ve hepsini çok değersiz buluyordu. Zaman zaman, arkadaşlık etmek istercesine yanına gelip beraber yüzmeye çalışan balıkları, kendi arkadaşlığına lâyık görmez ve süratle yanlarından uzaklaşırdı.
O bunların çok üstünde yaşamalıydı...
Sevgi,yürekten taşıp, bedeni sarmış ise,
Daha da yücelerek, adı aşk olmuş ise
Arzu ile duygunun birleşimidir buse;
Bir gülün yaprağına konan kelebek gibi,
Bir sevda şarkısını içten söylemek gibi...
Peymâne-i lebden içtim ben şarâb-ı lâlimi,
Serhoşunum, bîçârenim, gör perişan hâlimi.
Devâm sensin, medet senden, bir nigâh et aşk ile,
Bir tesellî bûsesi sun, unuttur ahvâlimi...
Bûselerin ateşiyle yanar yürek, püryândır,
MAHKÛM............................2006
Duruşma sona erdi;
Sana mahkûm edildim.
Cezam 'sürgün' olmasın;
'Müebbet'e talibim...
ŞAİR VE ŞİİR
Şairin yüreğinde sevgi coşmaya görsün,
Çiçeklere, kuşlara aşkı aratabilir.
Dizeler arasında kalem koşmaya görsün,
Sevgiliyi şiirde, kendi yaratabilir.
Büyük lâflar gelmiyor içimden,
Büyük lâflardan değildi aşkımız;
Yeşil çayırlardandı, ağaç diplerindendi,
Denizin mavisinden, havanın kokusundan...
Ellerimizle değerdik; ılık,
Daraldıkça solurduk,
Çiçeklerden en çok, mahzun bakışlı hercai menekşe ile
Alçak gönüllü akşam sefalarını severiz.
Sevdiğimize siz diye hitap etmek,
Sigarasını ayağa kalkıp yakmak
Ve La Comparsita ile dans etmek isteriz...
Bir de tutkumuz var;
Menevişli gözlere dalmışım, hâre hâre,
Aklım başımdan gitmiş, gönül olmuş âvâre
Efsun var o gözlerde, bakışı büyülüyor
Görmüş bulundum bir kez, şimdi gönlüm bîçâre...
O kor dudaklarınla,dudaklarımı kavur,
Es üstüme es canım, kızıl saçları savur,
Vur gönlümü bir daha, ela gözlerinle vur
Sevdan bir ömür senin, sen,sevdamın adısın...
Yorgun başımı koyup gül sinende yattım ben,
Âhu gözlüm, vurulmuşum gözlerinin karasına,
Siyah zülfün ziynet olmuş iki kaşın arasına.
Ürküp kaçma ceylân gibi, hele bir dur, bir gülümse,
Derman olsun, şifa olsun, şu gönlümün yarasına...
Canlar yakar, allı güllü şalvarıyla gezinerek,
Hoşgörüsü ,pınarlar gibi akar şiirin duvağından ;uçar bir kızın sinesine konar ,bir oğlan gülümser göğsünde, göğün kuşağından rengarenk sevgiler diziliverir boynuna insanın, Ünal babacığımın dokunuşlarından.Sabah eğilir, suyun çehresinden öper, inci tanesi gibi yaşlar sıralanır gözlerinden güle mera ...
'Öyle bir sen ol ki içimde, içinde hep ben olayım.'.. (*)
Tek bir mısra, satırlara bedeldi. güçlü kaleminizi ve yüreğinizi kutluyorum Sayın Ünal bey
herkese göre bir şiir olmuş... :) :) :) :) :