Karşımda duran adamın kim olduğunu anlamak yerine öncelikle kendimi anlamak isterdim…
Ben kimim? Şöyle bir sahne düşünelim…
Bulunduğunuz sokakta yalnız, tek başınıza yürüyorsunuz…Bir süre sonra karşınıza eli silahlı bir
adam çıkarak yolunuzu kesiyor…İlk tepkiniz ne olurdu?
Kimsesiz cümleler taşıyorum içimde..
Şimdilerde ben değilim sazın bam teline vuran..
Benden arta kalan biri,benim biçimimde..
Duvarlardan geçiyor bedenim,insanların içinden..
Öksüz kalmış bir ruh’um,yeri yurdu kaybolan..
Adam dedi ki...
Kızdır kor ateşte elinde ki bıçağı kadın,
Yaram derindir, ne kadar dağlarsan,
O kadar tutunurum acıya..
Yalnızlığıma gel bir akşam..
Oturup çay demleriz,sigara yakarız efkarlı,
Konuşuruz ordan burdan...
Senin saçın,benim sakalım dağılsın düşlerimize...
Bir Türk filmi seyredelim birlikte,
Sen esas kız,ben esas oğlan...
1.Gün...
Dokunmak/sızın
Şiire küstüm
Ve sana söylediğim
4.Gün…
/Sensiz açan bir karanfil vakti../
Anladım ki
Çok şey değişmiyor hayatta
7. Gün...
/Ay ışığında Kırık bir adam
Ayyaş şişesinden dert yudumluyor…/
10. Gün...
/Doğmamış bir çocuk hükmünde
Mezar taşlarına yazdığım aşk.../
Saçlarıma dokun
Dokunmak var mı sıcağına elinin,
Söyle kadın, bu şehir verir mi bana seni…
Bak, yine düştüm peşine çekip gitmelerin,
Meteliksiz cebimde saklarım gözlerini…
Denize attım düşlerimin gizini,
Bir sigara daha yakmalıyım..
Karnım aç,dolapta ne var?
Biraz zeytin,bir parça peynir kalmış olmalı…
Yine de kalkıp bakmalıyım…
Masanın üzerinde bir avuç özlem bırakmıştın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!