En mavisini seçtik özlemenin
Bir anlık tebessümü bin zamana böldük
Yalnız düşlerin ikliminde üşürken
Yar kokulu bir sabahın sıcağına öykündük
Demli çay sohbetiydi sevmek
Alelacele kaldırım taşlarında yürümek
/Boynu bükük zamanlardan kalma
Eli yüzü kire bulanan çocukluğumuz../
Büyüdük..
I
Yaylım ateşli bir uzak
Kurşuna değdikçe bakışlarım
Bir bir vurulup düştü sana aldanışlarım...
Benim ülkemde
Beyaz saçlı ihtiyar çocuklar
Henüz ilkokul çağında başlar
İşçilikleri…
Biri karton toplar sokaktan
Bu bir bozgun…
Bilmedim, bilemedim…
Canım alsaydı düşman,
Başım verseydim…
Duymasaydım o sözü…
İstanbul’da bir akşam vakti…
Usulü adabınca kurulmuş sofralar
Yemeklerin kralı, sıcak kuru fasulye
Kırılmış bir baş soğan,
Yanına buz gibi soğuk ayran…
Çoluk çocuk cümbür cemaat
Hani gökyüzüne bakarsın ya bazen..Hani dolar gözlerin, gizliden…
Ben yağmur olurum…
Sırılsıklamdır bütün duygularım..Yorgun ve mecalsiz, düşerim kirpiklerinden…Kimliksiz bir sevdadır kalan, ayak izlerinde..Yüreğinin en saklı dehlizlerinde, yitirir yönümü, kaybolurum….
Artık beklemiyorum yağmurun yağmasını..
Umursamıyorum yokluğunun yüreğimi dağlamasını...
Şehir aynı şehir,sokak aynı sokak,
Bir köşe başında vurmuşlar habersiz sorgusuz umutlarımı...
Susturmuşlar içimde ki o çocuk ağlamasını...
Birazdan gün doğacak..
Usulca kalkıp yanımdan, gideceksin..
Belki suskunluğun koynuna sığınacak
Hiç bir şey, hiç bir söz, söylemeyeceksin…
Sen şimdi git
Yolların tozuna bulan biraz
Acıların tuzuna ban...
Senin dudağında solan gül
Benim ellerimde kan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!