orada kadının kimliği yok;
edebi bir bezetiş değil bu;
gerçekten yok!
daha doğarken yok sayılıyorlar,
hiç sayılıyorlar...
kara çarşafın altında kalıyor umutları
herkesi dost sandım
insan sandım
anladım ki
yanılmışım
çağırdığın yeri
Van Gölü'nün Atatürk Dağı'nı gören kıyısında
neden tek bir resmimiz yok;
ve yahut Nemrut'u ya da Süphan'ı arkamıza alıp
hani olmadı şöyle uçsuz bucaksız maviliğin önünde?
Orda burda çekilmiş bir kaç resmimiz var
'' umut dağın ardında şimdi, hüzün yanıbaşımızda... ''
böyle yazıyordu bir sayfasında
o zaman 'ıslık' vardı
sen vardın
___ben vardım
_______________________atilla güler'e
kızıla boyalı düşlerin sonsuzluğunda
öylece kalakalmıştı gözleri
donuk.
sessizliğin tokat gibi yüzüme çarptıkça
gözyaşlarım yeni yollar buluyor kendine;
her zaman gül olur mu,
ben ilk önce gülüşünü sevmiştim...
inanmazdım ama,
nedir bu huzursuzluk
gecelerdir uykusuzluk
taşıyamıyorum yükünü
sevdan ağır
ayrılığı çağır
__________dedi kadın
seni gördüm bu sabah durakta
gözyaşı şarabından içtim yine.
kalbimi kırık bir kadeh gibi şerefine kaldırıp
kendimden geçtim yine.
bakmak istedim gülen gözlerine;
yalnızlık
güneşsiz bir sabahta
tek başına yürürken sokakta
herşeyi örten sis gibi
bulutlar inmiş şehre
ayın on dörtünde
gökte ay ''sondördün''de.
ayrıldı ışığından
ay yarım
ay suskun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!