''büyük aşklar yolculuklarla başlar''
__________________dedi şair
en büyük aşka doğru
yenilgiyi kabul etmedikçe
bu kalp
sızısını da hissetmeyecek
sana kolay sevda,
biliyorum.
ne karlar altındadır yüreğin
ne de yaz güneşindesindir
ben gördüm,
biliyorum;
bir garip fısıltıydı bu
düşlerinin kıyısında sessizliğin
ve belki bir damlaya hasret
umutsuz toprağın
çatlamış gerçekliğinde haykırışı...
van gölüne düşen yakamozları saydım
o gece tek tek
girip sonra serin suyuna gözlerine daldım.
gece güzel, hayat güzel...
bir de hasret var kalbim
onu da sen çek
AYNA
derviş derenin kenarında
kendine baktı uzunca
dedi __ayna gibi dere
bak şu yüzümdeki kedere
Beni nasıl yolcu etmiştiniz, hatırlıyor musun? Gaziantep'te bir türkü kafedeydik. Türküleri söyleyen kişi senin arkadaşındı. Tayin yerim belli olmuştu ve sizlerle vedalaşmak için gelmiştim. Akşamdı, sahneden bir ses ''bu türküyü Ufuk kardeşimiz için söylüyorum'' demiş ve Bitlis'te Beş Minare'yi söylemişti Türkçe ve Kürtçe... Topluluk içinde ilk ağlamamdı bu, beni ağlatmıştın... Gözümden dökülen yaşlara aldırmadan kollarını omzuma atmış ve sallana salana eşlik etmiştin şarkının Türkçe kısımlarına...
Sen de okulu bitirdikten sonra tayin yerleri açıklanıp Tatvan 112 istasyonunda boş kadro olduğunu söylediğinde çok heyecanlanmıştım. Sen ''yazayım mı'' diye sorana dek ben içimden bin kere dua etmiştim bunu... Tercihlerin arasında ikinci sıraya yazdığında ne çok kızmıştım sana... Sonra tayin yerleri açıklandığı gün beni aramıştın. Sesin çok mutlu geliyordu; ''Yanına geliyorum'' demiştin. Geldiğin sabah, benim bu şehirde en mutlu olduğum sabahtı. Yorgundun ama enerji doluydun. Aynı gün tüm işlemlerini tamamlayıp görevine resmen başlamıştın. Bir kaç hafta benim evimde kalmıştın ama Bitlis-Tatvan arasındaki mesafe seni yormaya başladığında Tatvan'a yerleşmeye karar verdin. Yine kızmıştım sana çünkü hiç tanımadığın birinin yanına yerleşiyordun, Yakup'un... Birlikte gidip evine eşyalar almıştık, ben her seçtiğin parçada seni vazgeçirmeye çalışmıştım... Yakup'u da hiç sevmemiştim.
Evin kasvetliydi ama bir penceresinden Van Gölü görülebiliyordu. Sigaralarımızı zaman zaman o pencerenin önünde içerdik. Sen de hayrandın Van Gölü'ne...
bulutlar mı kapladı gökyüzünü
güneş mi küstü
ayın şavkı yine göle düştü.
hüzünler mi kapladı gözlerini
yüreğin mi küstü
serin bu akşamda
oturup balkonun kenarına
yıldızları seyrediyorum
ve ayı gecede.
kuşlar uçuşuyor karanlıkta
gönül küskün bu akşam
takılıp yıldız yağmurunun peşine
karanlığa düştü yine
gönül üzgün bu akşam.
yakamoz yakamoz aydınlandı hasretin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!