Sıcak cesedine sarılmak kadar soğuktu
Seni sevmek!
Üzerine benzinler boşaltmak,
Yangına öylece koşmak kadar çılgınlıktı.
Güneş doğunca uykuya dalmak,
Batınca sana uyanmak kadar tutarsızlıktı.
16 mayıs,
Mayısların en bereketlisi,
Sabahların en aydını,
Gönlüme doğan güneş,
Cennet gülleri yağmış yüzüne,
Aşk…
Yak kuruttuğun bedenimi,
Çek hayallerinin en kuytusuna,
Duman duman sarayım seni,
Dökülsün saçlarım birer birer,
Sen de tükeneyim ne çıkar.
Son bulunca parmaklarında
Kim demiş on üç uğursuz diye?
Ben on üçlü yemekler yer,
On üç liraya karnımı doyururum.
Günün en sevdiğim vakti,
Saat on üçtür.
On üç kere elimi yüzümü yıkar,
İçimdeki çocuğu özgür bırak!
Bırak ki,
Göçmen kuşlar misali,
Sana uçsun.
Sen bilir misin doğarken özlemeyi,
Beklemeyi,
Kara gözlerine gam mı yağar ey dost?
Hiç mi yalnız bırakmadın beni
Daha önce!
Özlemin ne de zormuş,
Yokluğunda anladım.
Yokluğunda öğrendim,
Bugün her şeye, herkese küsesim var,
Bu sabah aynada babamı gördüm.
Kimseye gülümsemekte istemiyor canım
Ama yüzüme de söz geçiremiyorum.
Bu sözler bir şiirin giriş mısraları mı?
Bitiş mi?
Senden sonra,
Hiç kendimde olmadım
Sevgili!
Kim bilir kaç gece,
Evimin yolunu kaybedip,
Beni terk ettiğin yerde
Söyle hangi dallarla beraber kurudu
Ümitlerimizi bohçalayıp
Astığımız mendiller.
Hangimiz bir damla suyu çok gördü?
Yada hangi ahmak kesti
Aldı onu.
Ben senin beni sevmeyen yanını sevdim.
Gece ateşler içinde bırakıp
Sabah buz gibi bulmanı
Beni kendinde alıkoymanı sevdim.
Ben senin beni sevmeyen yanını sevdim.
Çıkmazlarda beklememi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!