Hani bir masal anlatsa
Kaybolmaz mıyım maviliğinin içinde
Merhem olmaz mıyım ellerindeki çatlaklara
Beynim ne çok yordum seni
Bir umarsızlığa
Bir vefasızlığa
Bir an olsun üşümüştüm sert rüzgârda
Biliyorum sende uzaklarda
Gökyüzü arasında gidiyorum
Yol kent nedir buralar bilmiyorum
Açım yalnızım
Sensizim kırgınım
En çok izlediğim ve onunla dertleştiğim
Gökyüzünü unutmuşum
Başımı kaldırım taşlarından bir türlü kaldıramadığımı farktettim
Canım gökyüzüm beni affet!
Ve deniz
Biliyorum seneler geçti sana uğramayalı
Sende ne kadar varım
Duymaktır en büyük arzum
Susmak istiyorum bitmiyor bu kıvılcım
Ben eskiye hala kızgınım
Gidip gezdiğim rıhtımım bombalandı
Çok yorgunum Arif, her şeyden
Midem bulanıyor
Ağzımın içi zehir
Yanlıştayım doğruya geçemiyorum Arif
Ölmek hep aklımda
Bir benim mi aklımda
Ben o ceketi giyemedim
Denedim denedim de kollarını bile geçiremedim
Utanacak bir durumda bulamadım
Amma olmayacağını taaa baştan bildim
Sığarım sandım çok zormuş nasıl durabildin
Niye gülmüyorsun
Gir gül
Çık gül
Dünya başına yıkılsa
Gir gül
Çık gül
Sesini duymadığım öğlen aram var benim
Öylesine bir mola vermişim ki sana dair bana dair bize dair
Yapraklar intihar ettiği mevsimde
Kulaklarımda onların selâlarını dinlerken
Sesinin soluğunun
Oğlumuz için dur oğlum diye seslenişini duymadığım öğlen aram var benim
Saçlarımda çıkan aklar
Ümitlerimi küçülttü
Umudumun bittiği andayım
Ömrüm beni kendi başıma bıraktı
İçimde hep kalan sonbahar
Sokakta ezanı bekleyen çocuklardık
Dalıp giderdik attığımız adımlara
Karanlıkta saklambaçlara
Sonra okunurdu
Okunuyor okunuyor diye
Çığlıklar içinde
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla