İçim eridi de sesim çıkmadı
Çığlıklarım arasında nefes alamadım
Büzüldü yüreğim
Küçüğüm
İçim eridi de sesim çıkmadı
Etrafım yangılar arasında
Dört bir yanımla açtığım çiçeklerle yetemedim
Karınca gibi ateşe su çektikçe
Kan ter içinde kaldım yetemedim
Gözümün önünde kibir sahtelik
Yaralı bir gülüşten
Çilekeş bir sevdaya döndü
Ne ayakta kalabildim
Ne de huzur dolu
Evinin karşısındaki
Söğüt ağacının altında bekleyişler
Mevsimler geçiyor ayların hızına yetişemez oldum
Arayanlar ölümsüz sanıyorlar kendini bilemez oldum
Her gün aynı sadece günler değişiyor bu ne telaş
Savruluyorum sel oluyorum yetişemez oldum
Zararı ziyanı aramaz oldum yorgun düştüm
Bir yol olur birde yolcu
Gökyüzünde salınan kuşlar olur
Hışır hışır kavak sesleri
Yağmurdan sonra çamların kokusu
Kuzular melemeye başlamış
Bir yolcu var ve upuzun bir yol…
Aynı yer aynı zaman aynı buhranlı kasvet
Aynı kareyi sil sonra ayrı zulmet!
Siyah gece uzun uzun araçlar
İnceden inceye yağan yağmur
Modelli mi modelli uzay mekiği
Heves gibi kırılmış yaprak
Ayrılmış ağaçtan.
Pencereye yaslıyorum içimi.
Yoran hayat değil
Yolum olur sanmıştım
Birbiri ardına dizilmiş kirpiklerin.
Gün aydınlık olsa da
Bir çıkmazdır karanlık.
Bir hırs büyümüş gidiyor
Ne erken ne geç fark etmeksizin
Yalnızlığın gecesinde
Zaman fark etmeksizin
Bu şehirde bir hırs büyümüş gidiyor
Hikayeler
Bir o kadar derindir ki kimine göre de bir o kadar da fazla
Masal gibi gelebilir kimine çoğu zaman
Çoğu zaman kimine de roman
Oysa acısını yaşayan bilir tadan öğrenir
Mısralarca anlatan da görülür hece hece döken de
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla