Senin haberin var mı demek isterdim
Olsaydı şayet böyle olmazdı
Sen olmuş olsaydın tutsaydın
Kırıp dökmezdim saçıp sövmezdim
Doludizgin savrulmazdım kenarlara
Şimdi tutma yalnız kalmamı sürdür
Dayanabileceğin acı bu olsun
Korkma, daha yalnızlıktan kimse ölmedi!
Bir dağı aldım karşıma tırlar yanında ufacık kaldı
Günler geçip gidiyor da izi kaldı
Seninle aramızda uzun uzun yollar kaldı
Bir dağı aldım karşıma penceremde hep dağ kaldı
Kolay unutulur olsa mutlak bir yolu varsa
Yaşamak istiyorum kuşları izleyerek
Çıkıp sarmaşıkların arasında çay içmek
Mutluluğumu bozana sayıp sövmek
Yaşamak istiyorum saçmada olsa gülerek
İçim eridi de sesim çıkmadı
Çığlıklarım arasında nefes alamadım
Büzüldü yüreğim
Küçüğüm
İçim eridi de sesim çıkmadı
Etrafım yangılar arasında
Dört bir yanımla açtığım çiçeklerle yetemedim
Karınca gibi ateşe su çektikçe
Kan ter içinde kaldım yetemedim
Gözümün önünde kibir sahtelik
Yaralı bir gülüşten
Çilekeş bir sevdaya döndü
Ne ayakta kalabildim
Ne de huzur dolu
Evinin karşısındaki
Söğüt ağacının altında bekleyişler
Mevsimler geçiyor ayların hızına yetişemez oldum
Arayanlar ölümsüz sanıyorlar kendini bilemez oldum
Her gün aynı sadece günler değişiyor bu ne telaş
Savruluyorum sel oluyorum yetişemez oldum
Zararı ziyanı aramaz oldum yorgun düştüm
Bir yol olur birde yolcu
Gökyüzünde salınan kuşlar olur
Hışır hışır kavak sesleri
Yağmurdan sonra çamların kokusu
Kuzular melemeye başlamış
Bir yolcu var ve upuzun bir yol…
Aynı yer aynı zaman aynı buhranlı kasvet
Aynı kareyi sil sonra ayrı zulmet!
Siyah gece uzun uzun araçlar
İnceden inceye yağan yağmur
Modelli mi modelli uzay mekiği
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla