Önce erken kalkacaksın her sabah.
Her sabah,
Kayaların kokusunu duyacaksın.
Bir bardak çayı yudumlarken.
Balkona uzanacak kolları asmaların.
Bir çardak, gölgeli kanatlarla buluşacak.
Yerde yatıyordu boylu boyunca,
Puslu bir acının çığlıklarıyla.
Çıldırmıştı saatler,
Çıldırmıştı trafik.
Yatıyordu bir adam,
Kan gölünün ortasında,
Benim düşlerimde geceler yoktu.
Gökyüzü yakın komşusuydu,
İğnelerinde çam doruklarının.
Hora teperdi kuşlar, kendi dizleri üzerinde.
Dallar dans ederdi, hiç unutmam.
Bir sıra balıkçıl, bir sıra martı.
Dizilmişler mendirekte.
Aynı safta, koklaşıyorlar.
Güneş kurutuyor onları.
Derler ki;
Ne zaman kar yağsa,
Sen gelirsin aklıma.
Karda bıraktığın tekerlek izleri
Sana miras diye sunulan acılar,
Ve bir de al yanakların gelir Saliha Teyze.
Şimdi, hiç tanımadığım bir kentte
Hasır şapkalı kadınlar geçiyor önümden.
Sessizliğin ortasında bir göl, uykuda
Hayalimde Kızılırmak, sağ yanım Tuna
İnciler yüzdürüyorum gözyaşlarımda
Hayatı ıskalamak da neymiş
Bak, yeşil yeşil dokundu tepelere bulutlar.
Asfalttan alevler yükseldi görmedin.
Amansız sislerle örtündü, silindi akşamlar
Ben ayrı yanarım, sen ayrı kendi kıyılarımızda
Kayıp kayıp gidiyordu uslanmaz bir yunusun sırtında.
Bilmem hangi anıların hor baktığı, yazılmamış hayallerimiz
Akıl erdiremediğim, bizi bizden uzak tutan,
Dağılan bir kuşak gibi yıldızların yok olduğu
Fırtına sonrası ölü dalgalarla yaktığında içimizi
İSLAMCI HOLDİNG KURBANLARI
Konyalı Hacı Kasım
Faiz haramdır diye
On binlerce dini bütün gibi
İslamcı holdinglere yatırdı parasını
Babasından habersiz.
Yarın çiçek açacak derdi her gün.
Her gün, yağmur olup yağardı gözleri.
Güneş oldu, yıldız oldu umutları,
Unuttu sonra.
Çünkü hepsi gökteydi.
Maviyi unuttu, yeşili, kırmızıyı, beyazı…
**********************************************
SUNA HANIM, DOSTLUĞUNDAN HAZ DUYDUĞUM ZARİF, DUYARLI BİR İNSAN. /
KENDİSİNE BAŞARI VE ESENLİK DİLERİM. / n.a./
**********************************************