Kaleme dökülen ses, duyguların alarmıdır. Çünkü yakındığımız, sevindiğimiz şeyleri yazıya dökmekle kurtuluşu sayfalarda ararız hepimiz. Kimi şiir, kimi öykü, kimi makale, kimi roman yazarak… Coşkularım, sevinçlerim, acılarım benimdir demek bencillik olur. Herkes kendi hayatını yaşar. Ancak pek çok duygu, paylaşılmak zorundadır. Paylaşım çoğaldıkça, yaşam kolaylaşacaktır. Her yaşam bir romandır, her yaşamda farklı hayat öyküleri vardır. Gizli kalmış, açığa çıkmamış milyonlarca öykü; gün olur başkalarının hayatlarına yepyeni kapılar açarken, kimi ...
O, MUSTAFA KEMAL’Dİ
“Ordu yok dediler, kurulur dedi.
Para yok dediler, bulunur dedi.
Düşman çok dediler, yenilir dedi.
Ve…
Adı Serkan'dı,
Adını yüreğime yazdığım.
Gözyaşlarıyla alev alev,
Adı Serkan'dı unutamadığım.
Ay tutulurken gözlerinde,
Bir buldum, bir yitirdim...
Sormayın bana,
Sormayın..yaşamak nedir diye.
Karanfili..gülü..koklayın.
Çayırları ağlatmadan.
Bir kuşu..bir köpeği...okşayın.
Şarkı söyleyin.
Anneme uğradım, sonbahardı. Anılarla sürüklendi ayaklarım. Taşlı, topraklı, hüzünlü yollara. Bir ziyaretçisi vardı, benden önce gelmiş. Mezar taşında küçük,minicik bir kuş.Onu bekliyordu, belki de hiç gitmemiş.
Belki de bekleyecek, sonsuza kadar. O, kuşları çok severdi, kuşlar da onu.Vefalıydı dostları, apaçık. Son dostu soğuk taşlar üzerinde.
Yağmur başladı, inceden inceden.Hiç korkmadı, küçük kuş. Keyiflendi beni görünce. Şarkı söyledi, kendi dilince. Anlamıştı, tanımıştı beni. Ben de onu..'Merak etme', diyordu sanki bana.Annemi bekliyordu. Bekleyecekti, sonsuza kadar.
Seni seviyorum, küçük kuş.Şarkı söylemeni de seviyorum. Yağmurda şarkı söylemeyi de. Dua ettim ardından, şarkı söyledim. Duydu mu, bilemem mevsimsiz ötüşümü.Gördü mü, yağmurun saçlarıma dokunuşunu....
Anneme uğradım ayaküstü. Yalnızlığını paylaşmaya. İçim buruktu giderken. Gönlüm yaslı. Onunla birlikte göçüp gitmişti, pek çok şey. Yalnız bulacağımı sanmıştım onu, yapayalnız. Oysa bir ziyaretçisi vardı. Benden önce gelmiş. Belki de hep oradaydı. Son dostuydu, annemin..
Yüreğim hoştu ayrılırken. Mutluydum, şendim çocuklar gibi.' Sevgi' koydum, minik kuşun adını. Can dostu annemin, sevgi kuşum.Yalnız değildi anneciğim.
Ben Ay doğarken ağlarım.
Hüzün düşer yüreğime geceleri.
Kuşları düşünürüm, ellerimle beslemeyi.
Penceremden içeri bakarken bahar.
Yuvasız, yalnız kuşlar.
İlk kez mutluydu gözlerimdeki yaşlar,
Adı henüz konmamış.
Garip bir kader,
Meydan okuyordu,
Kederli gölgelerine zamanın.
Gün ağardı, ne gelen var, ne giden,
Uzaktan görünen, yorgun gemi.
Ağır ağır yanaşmaktadır, limana.
Gökyüzü, darmadağınık.
Birbirine sarılmış, iki aşık.
Sözlerin ötesinde bir dünya; acısıyla, tatlısıyla
Gözlerinde yaşarken mavi adaların
Martılar çığlık çığlığa, daralıyor iki Hisar arası.
Üsküdar, Beyoğlu, Samatya
Buhar olup Göksu’nun yamalı kollarında
Ve dönerek giden bulutların şemsiyesi altında
Her günün her saniyesi,
Yeniden birleştiriyorum kırık parçaları.
Bir yer, bir ışık arar gibi.
Ağlasam gecenin gündüze kavuştuğu
Ağlasam, gündüzün geceye
Tutabilir miyim ışığını kayan yıldızların,
Ufukta bir bulutu aldılar ey sevgili.
O benim ümidimdi, bitmeyen ağıdım, tutkumdu annem.
Köpürüyordu azgın bir ırmağın kıyısında,
Dün gibi, yarın gibi açmayan güneş
Yüzüm karanlık bir devdi, üşüyordu kırk derecelik harda
**********************************************
SUNA HANIM, DOSTLUĞUNDAN HAZ DUYDUĞUM ZARİF, DUYARLI BİR İNSAN. /
KENDİSİNE BAŞARI VE ESENLİK DİLERİM. / n.a./
**********************************************