yaklaşıyor bahar,
tütün kokularının ardında gizlenen tomurcukları taşıyan...
yaklaşıyor,
en uçsuz derinliklerden yansıyan bir mehtap,
pervasız giren pencereden içeri...
yaklaşıyor bahar,
terlemiş dudakları sevdaların,
erimiş sözler,
ikliminde suskunlukların...
yüzler soluk,
hareketler donuk,
şehrin kulelerinde inleyen,
yeter ki sen ol...
ilmek ilmek işlerim nasır tutasıca ellerimle göğünü,
yeter ki sen ol...
avuçlarımla kazırım geçeceğin yolları,
en çiçekli hangisiyse...
yeter ki sen ol...
Bir düştür onca soluksuz yorgun sanrının arasından…
Bir hayaldir ömrüm boyu saklanmış yüreğimin en derinlerinde kurutulmuş bir gül gibi…
Şimdi yesermek zamanıdır diyor nisan…
Yeşermek ve Güne dönmek yüzünü…
Sayıklayan ve sanciyan bir kor bu içimdeki…
Çatlamış, susuz kalmış bir toprak parçasina benzedi ellerim…
tüm yollar birleşir diye düşünme,
şehirler bu kadar çokken,
ve yalnızlık alıp götürürken bir gün seni,
tüm yollar birleşir diye düşünme,
tüm yollar yeni yollar...
tüm şehirler yeni şehirler...
udi kıvamında geceler,
ağlamaklı,
anımsamalarla dolu...
yalnızlık seferlerinden
dönüş yok yine,
ve göğün avuçları
düğümlenip boğazımın orta yerinde,
soluksuz bırakan bir içki misali,
yanarken içten içe,
alımlı alacalı gündüzlerin şakağına dayayıp bıçağı,
ikiye ayırır zaman bundan önce ne yaşandıysa...
avazların yorgun düşüp bir köşeye çekildiği,
epey sustum,
kenara büzüldüm,
eğildim,
kaldım bi süre...
yabani sıyrıklarla kanadım,
tebessümlere yalanları buladım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!