Günün kuruntularını, hüznümün kırıntılarını okuduğum son sayfaya nazikçe döktüm.
Yarına Allah kerim dedim, geceye göz kırptım, seni düşündüm, neşeli neşeli güldüm.
Dalındaki yaprağın güz vurgunu endişesi geldi oturdu yüzüme.
Ben son olandım, sen ilk bahar; bazen ara sıra ikimizde yazdık.
Olurda bir gün denk gelirsek bir yerde,
Çayları sen söyle, mevzûyu sen aç.
Senin gözlerinde hâsretimin ilâcı...
Mesafe hep sorun olur insân için, bunu bir tek kuşlar dert etmez.
Birde sihirli mi, efsunlu mu, büyülü mü bilmem,
"Seni seviyorum" sözü eritir uzakları, o ân iki gülüş doğurur.
Penceremin kâhına tatlı bir esinti gelip dost gibi kuruldu.
Ben seni sordum, o anlattı, gözlerim parladı, o yutkundu...
Bir derviş kaderi seçip vursam heybeyi omzuma;
Araya araya bulur muyum ki sende kalan kendimi?
Ben seni bir serçenin yürek atışı misali sevdim diye mi,
Bir kuş uçumu mesafede dağlar tepeler büyüdü gözlerinde.
Gelmedin, ayaz vurdu güllerimi lâkin mevzu şu ki çok özledim.
Sen yalnızım dersin, kendini bulduğun bir şiire sokulup ısınmak istersin.
Allah de, sabret; bak dımdızlak dalları nasıl da çiçekler bürüdü şimdi...
Bir umudum var ki yumduğum an gözlerimi gece vakti yıldızlarla el ele.
Birde umudumu yaşatan sevgili, gel desemde, iç çeksemde onun için nafile.
Zayi olan zamanı hüzne katık eylesem,
Asık suratla gecede üç vakit beklesem;
Gücenme'sen, özlemin katili gülümseyen gözlerdir,
Bir vakit ansızın çıkıp gelsen...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!