Bende bilemedim; göğsümde âmâresi bir kuş cıvıltısıyken evveli.
Deli dalgalar misali döver şimdi yüreğim göğüs kafesimi.
"Özledim herhâl" dedim sessizce, çünkü bende bilemedim başıma geleni...
Özlem kederinin gölgesine yenik gözlerim,
Sabra kement at,
Hây de yâ kalbim...
Gece vakti karadeniz sahilinde dikil, seyret çırpınan denizi.
Özlem dolu kalbin çırpınışı gibidir, başka sözüm yok sevgili...
Aksak gidiyordu gece, işini epey ağırdan aldı.
Bana düşünmek, iç geçirmek ve özlemek kaldı.
Aksak gidiyordu gece, işini epey ağırdan aldı.
Bana düşünmek, iç geçirmek ve özlemek kaldı.
En deli zamanlarımı sevdanın özlemine kurban verdim.
Güneşin gittiği, bittiği anlarda hisli avuntulardayım.
Bu yüzden belki akşam üstü ufkuyla demlenir benim içim...
Ân gelir, "özlemin yürekte yer bulamaz da gökte kanat çırpan kuş oluverir."
İç çekerek dersin, "Göğüde denizin renginden yarattığın için şükrettim Rabbim..."
Gözlerim de hayatın buğusu,
Rengi kahve rengi.
Keyif de hatır da kahve'de gizli değil mi?
Bu gözlerimde ki hüzün neyin nesi...
Ay'a karşı bağdaş kurup oturdum gecenin içine.
Uzaklardan bir kokuyu sürükledi getirdi rüzgâr.
Hasret gibi, acımtırak; çektim içime, içime oturdu.
Boş bulundum da bir ân dağ ile göz göze geldik.
Rüzgâr ikram etti ona sis perdesini, mahcûbiyetini gizledi.
Bir ben kaldım ulu orta, yılışkan yalnızlığa mahkum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!