Bir müzik eşliğinde
Acımı da ağrımı da alıp
Bu dünyadan çıkıp gittiğimi
Ancak bir şiir anlatabilir.
O esnada
Hiçbir şey yapmayıp ''sadece şiir yazsam'' dedim. ''Zaten öyle yapıyorsun'' dedi.
Bu durum sadece bir aylığına öyle oldu, çünkü sağ ayak serçe parmağım kırıldı küçük bir çarpma sonucu.
Ayağım diz kapağına kadar alçıya alındı.
Basmak yasak. Mecburi durumda topuğuma basarak yürüdüm.
Şiir için kocaman bir zaman çıktı bana.
Şiir çığlıktır!
Kuşların kanadında,
Bulutlarda biriktim...
Ne vakit çekip gitsem
Şiir denen evrene
Dünya tüyden bir elbise
Mümkün olsa da hiç dönmesem
Ruhumun dinlendiği tek yerden
Uçarak geçip gitmekteyim içimden
Benim şiire kadar yolum var
Ey kuşlar
Ey nevbahar
Çarpı atın kışlarıma
Ey dallar
Şiir saati bu saatler
Hüzzam makamında
Sayfa siyah, kelimeler beyaz
Alna değse, ter düşecek
Gece heceye hizaya gelecek
Sil söz yaşını uykun görecek
Hava o kadar hüzünlü ki
Şiire yine ağır hastalandım
Geçmiş mi
Geçmemiş mi olsun bilmiyorum
Sayfalara
İçinden çıkıp gittiğim şiir yangın yeri
Bundan
Ne yağmurların haberi var ne de denizlerin
Bu iş
Elimde gül diye taşıdığım ateşin marifeti
Kelimeler ayrışmakta
Şiir
Gecenin körüne
Duyguların gözlerini açıp
Hüzünleri uyandırıp
Ağrıları şaha kaldırırmış
Anladım ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!