Ruhunda bir şarkı çalar durmadan
Sen tüm seslere sağır kesilirsin
Çığlık çığlığa feryadın her yanda
Saçını eline dolar rüzgarın
Gül kokusu dağıtır dalgaların
Saçların güneşten saçaklar
Ay yüzüne mısra yazarlar
Gönlün mütevazılık yayar
Tüm yüreklere tohum saçar
Benim ay yüzlü ayçiçeğim
Sensizliğin senli yangınlarındayım.
Büyüdükçe büyüyorsun içimde
Ruhumun sancılı mı sancılı ızdırabı
İki gözü iki çeşme sensizlik yağıyor
Göz/bebeklerimden besteler ağıt dilimde
Dudaklarımdan sen sürülüyor acımtırak
Hani diyorum
Bir fırtına kopsa da
Kopsam inceldiğim yerden
Şiirlere düşsem çığlık çığlığa
Islık olup çalınsam mısralarda
Yağmur olup yağsam dualarda
Sonuna kadar açık kapılar
Durmadan ayrılığı körüklüyorlar
Biz şimdi kapı ağzında ustura bıçak
Uzatma ellerini çekil git benden
Aldığım kararda gittim çoktan!..
Sadece sözlerini karanlık bilirdim
Meğerse özünde karanlıkmış
Özünden gelen çirkinliği
Dilin temize çekebilir mi?
Diyelim ki çektin,
Rab katından silebilir misin?
Gözlerimin durağından geçen son vagonun
Biletsiz bekleyen ilk yolcusuyum.
Dizlerimin bağı çözülüyor
Zaman tuttu yakamdan
Utanmaz kaçak yolcu! deyip
Binbir acı saplandı sırtıma
Uçsuz bucaksız boşluklar ipini boynuma geçirdi.
Ve ben ince bir çizgide gidip geliyorum
Ölümle yaşam arası.
Ve bir yaralı kanat tutuyor omuzlarımdan
Hadi tutunda gel gidelim diyor.
Mecalim yok ki parmaklarımı oynatmaya
Akşamüstüne doğru uyanabiliyorum
Yokluğunun kabusuna sıçrayarak.
Duvarlar resimlerine boyanıyor
Yüzüm sana ıslanıyor.
Demi acımış sevdanı içiyorum
Duygularımın damağında kekremsi bir tat.
Gözlerimden gelip geçerken yolcular
Bir bakışda bir kaç mısra bırakırlar.
Anlara temas ederken duygular
Kaleme düşmemiş şiirler doğururlar...
Ruhumun gölgesinde dolaşan çocuklar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!