Bugün de düşmek üzere takvimlerden
Üst üste yığılan dünlerin üstüne.
Mecburiyet duraklamayı affetmiyor
Ne de gereğinden fazla koşmayı...
İstesek de istemesek de
Geceye öleceğiz yaşamak için.
Hadi gözlerim kapan
Acı, tabanımdan tavana vuruyor
Yazdığım son şiire düşerken
Rüyalar çizsin resimlerimi
Dalgalarının kıyısına vururken
Sen uyanmamaya devam et
Gözlerimin üstüne üstüne bastığı
Bir çift siyah denizin yıldızındayım.
Ne yana dönsem şimşek döşenmiş
Bir kıskacın içinde mahkum bakışlarım.
Dört yanım dikenlerle çevrilmiş
Bakışlarının aynasında bir damlayım.
Bir müzik aleti olsaydım eğer,
Keman olur çalınırdım ellerinde.
Güneşin hükmünü dize getirir
Yıldızları hapsederdim gece gözlerine.
Birazcık da hüznümden sürme çeker,
Boncuk boncuk dizilirdim kirpiklerine.
Kim bilir, belki de kendimden
Belki de herkesten ve her şeyden
Firar edesim var.
Göz gözün görmediği
Bir orman kuytusuna bulaşıp
Rüzgara sataşasım var.
Karlı dağın eteğindeki tepede,
Doğum günlerimin günbatımını izlerken,
Yılları üflüyorum birer birer
Nişan Taşı denilen o yerde.
Karşı tepeye düşerken güneşim
Gün/eşimin gözlerinden öpüyorum
Denizin derinliklerine doğru dalıp giderken
Çevirdim yüzümü hayattan koparcasına
Yaprak dökmeye başladı bakışlarım.
Dalgalar arasında çırpınan ruhumun
İçten içe çökerken bedeni,
Yüreğimin gözyaşları sırtımdan akıyor.
Gözlerimin beşiğinde uyanan güneş
Geceye gömülmeden
Arkamdan bakmadan gözlerim
Söyleyin söyleyin onu ne çok sevdiğimi
Ben söyleyemedim.
Hınzırın uğultusu kapımı çalmadan
Saatler on iki ye vurmadan önce
Takvimler son yaprağından düşmeden
Kırlangıçlar yerlerde sürünmeden
Söyleyin söyleyin onu ne çok sevdiğimi
Ben söyleyemedim.
Bulutlar gökyüzünde duman
Bu gece yıldızlar silik şehrimde.
Rüzgarın saçları dallarında
Bu gece yağmurlar örülüyor şehrimde.
Gönül camlarında ıslak
Bu gece aşıklar kırılgan şehrimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!