-Ne oldu, açmıyor mu telefonu?
-Yaradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor diyor.
Lütfen daha sonra tekrar deneyin diyor
çünkü o da biliyor mevcut ahmaklığımızı,
usanmadan tekrar tekrar deneyeceğimizi.
Yaramaya, yaranmaya çalışırken tekrar yaralanıyoruz
Samimiyetlerin ardındaki menfaati,
övgülü dillerin gözlerindeki sövgüyü,
saman kalabalıkların bir ucunda her daim duran alevi,
uzanan elden ziyade gövdenin arkasına saklanan hançerli eli,
bir adım gelenin ilk fırsatta bin adım gideceğini görerek yaşamamın sebebi,
görerek yaşadıklarımdır.
Yalnızlık yaşadığım şehre ait sanmıştım...
Uzaklara gidip,yalnızlığımı denizlerde boğacaktım
Boğuldum...
Küçük bir iskelede attığım oltayla hayata tutundum
Balık bahane;
Tutmak değildi beklediğim
Başını yastığa koyup
gözünü duvara dikersin.
Dikersin dikmesine de
geceye dikiş tutmaz.
Yamalar yaralar...
Gözünün önünden geçen film şeritleri,
Varlığından bihaber olduğunuz kişiler hayatınıza girince,
Sizi yoklukları ile bertaraf ederler.
Daha önceden "yok" olan kişi,
En büyük varlığınız olur.
Aşk bu ya, varlığınızı yokluğunuzu şaşırtır...
Bazen nesneler, duyular, hisler, kelimeler görev değiştirir.
Onun sesini duyduğunuzda susuzluğunuzu giderdiğinizi hissedersiniz.
Kokusunu içinize çektiğinizde, doyduğunuzu…
Ondan geriye kalan her şey “O” olabilir.
Mesela bir çakmağa bile sarılıp uyuyabilirsiniz “O” diye…
Ve bir “git” kelimesi, ölüm hissi verebilir…
Hep bir şeylerin,
birilerinin üstüne titreyenler titriyor en çok.
Hep anlayanlar,
dinleyenler, anlayışlı olanlar anlaşılmıyor. Onların görevi anlamak,
dinlemek, anlayışlı olmak çünkü
kimse onları anlamak, dinlemek istemiyor.
“Nerden başlasam bilmiyorum.” diyerek başladığım kaçıncı cümle bu bilmem…
Ne desem,
Tüm başlangıçlar sersem…
Dilediğin ne varsa önüne sersem,
Kuralların, yine elzem yine elzem…
Keşkeler biriktiriyoruz sürekli.
Saçma sapan kurallar,
yanlış kararlar,
o ne der bu ne der korkuları ile
dünü bugünü çöplüğe çeviriyoruz.
Yeni bir gün veriliyor elimize sürekli,
Giderken attığın zımparan duruyor hala yüzeyimde
Hani zamparaydım sana göre?
Neden geliyorsun ki yine?
Bir bıçağı biler gibiydi gidişin,
Şimdi döndün,keskinliğimden şikayet ediyorsun...
Ektiğin meyveleri topluyorsun şimdi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!