Ayak bileklerine hal hal diye astın yüreğimi...
Süs olsun diye mi?
Bir kez sordun mu tenine âşık hal halın hâlini...
Uzağa attığın her adımda söküldüm bir kedinin yumağı gibi...
Keskin pençelerine oyuncak ettiğin yetmedi mi bu yüreği?
Bilemezsin,
Yorgun düştüm dostlarım,
Çekemem kürekleri artık,ellerime vermeyin...
Kalayım denizler ortasında
Kıyılarda dönmemi beklemeyin...
Bu yürek su alıyor artık,
Başkalaştırdı beni bu dönüş,
Erken de değil adı,geç de...
Rızası için Allah'ın,gülüşlerini bana adasa keşke...
Gizli bir özne O artık şiirlere;
Eşkâli en eşvari...
Nadasına yüreğin,keşke cemre gibi düşse...
Misafir olmam yüreğinize.
Umduğumu bulamıyorsam, bulduğumu yemem.
Çok gözlü,
soluk renklerle boyalı yürekleriniz sizin olsun.
Misafiriniz bol olsun…
Öyle çok şey değil istediğim;
Taş bile,
Kendine vuran su damlalarının sürekliliğiyle delik deşik olabiliyor.
Yürek ne yapsın?
Vuruldu bir yürek acımasızca.
Henüz çok gençti.
Baharını kopardılar dallarından;
Erkendi,
Kendi içinde kayboldu kendi.
Kör edilmişti yüreğinin gözleri;
Yorgun düştü yüreğim
Ben gururumu hiç bu kadar ezmemiştim...
Titrek bir mum ışığının gölgesinde,
Ve boğazımda oturup gitmeyen umutlarımın hevesinde
Öksüz kalacak bir şiire başlıyorum şimdi yine...
Şafak sökünce sökülsün içimdeki düğümler
Hasretlerim kasvetlerimden sıyrılsın...
Gönülden edilen duaları geri çevirmez Rabbim;
Gözlerim sabaha dualarımın kabulüyle uyansın...
Bir kandil gecesinde,
Bayram gibi gel işte.
Ben yüreğime yenilerimi giydirip,
bir çocuk telaşıyla uyanayım gelişine.
Bayram gibi gel ama hiç gitme!
Barış abi bir ömür söylesin aynı şarkıyı içimdeki çocuğa.
Günlerden hangi gündü unutayım hep böyle.
Yarım kaldı(m) sende
Yarımlık yine sende güzel de;
Diğer yarımı da alsaydın,
Tam olsaydım içinde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!