Gözlerimi kapattım, zihnimi susturmaya çalışıyorum.
Geç bulup tez kaybedince kolay alışıyorum.
Gerek duymadım sana kızıp da kurulmaya,
Ayakkabım açılmadı da, ayağım alıştı vurulmaya.
Aynı yere bakıp farklı şeyler gören insanlarız.
Kırmızının azaldığında pembeleşmesine kızıyorum,
Kâğıda sürerken kendimde gördüklerimi,
Senden yansıyanları gösteremediğimden kızıyorum.
Ben bu gömleği isteyerek giymedim.
Güzelliğini İştar’dan almış,
Halkına şifa saçan, Güzelliği ile zulmeden
Tebessümü ile can veren
Bilge tanrıça ve asil Prensesimiz
Tanrıların tahtında siz,
Başladı, bitti.
Yine başladı, yine bitti.
Tekrar başladı, tekrar bitti.
Tekrar tekrar başladı,
Tekrar tekrar bitti.
Kör bir kuşa su verdim
Gitti kediye yem oldu
Böyle bir nasipsizlik vardı işte.
Bu yağmur yağmazsa
Nasıl temizlenir cümle cihan,
Yırtılır bir sayfa daha.
İsmini yazdığım bir mahbub-u cefa.
Tükenir bir kalem daha,
Karala, istediğin kadar karala.
Beyhude yazmak neye yarar ki?
Kal yanımda,
Dolaş etrafımda.
Çiçekler kıskansın seni.
Bahçeme süs ol da
Periler övsün seni.
Yaptığımız şeyler tercihimiz mi,
Yoksa mecburiyet midir?
Çoğu zaman mecbur olduğumuz şeylerin,
Tercihimiz olduğunu söyleyip kendimizi kandırıyoruz.
Üzücü olan, bir şeyleri değiştirmeye de çabalamıyoruz.
Nazar vardı.
Göz değdi, gelmedi gerisi.
Sanki bir anda yıkıldı hepsi.
Nazarın bir işareti,
Aynası çatlayan nişan tepsisi.
Saçlarındaki kadar kalbinde de kırıklar olacak
Kıl kırk yarılır da
Kırk adam bir araya gelir, bir kıl olmaz
Sevdalı adam da akıl olmaz
Öyle gideceksin ki kimse anlamayacak




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!