Ben alışmıştım düzenime,
Yıkar gibi daldın gizli yerime.
Yalnızlığımı parçaladın yar,
Gülücüklerin yıkıldı üzerime.
Bir çocuk gibi inandım sana,
Ayarımı buldum, bozmayın.
Kapalı gönlüm, kanırtmayın.
Bazen sıkışıyorum, bana bakmayın.
Kalbimden korkmayın,
Seven benim, üzülen ben...
Boğazımda dizilmiş bir lokma
Ve düğüm düğüm bir söz;
Söyleyemediğim, söyletmediğin...
Her şey tozdan ve çamurdan.
Bıraktığın karanlık acımasız,
Zifiri ve amansız.
Kara Güzel, buyur kalbime.
Uyur da büyür bu aşk-ı naçizane.
Aranır da bulunmaz bir tek kelime.
Dil tutulur da söylenmez acizane.
Kara vicdanlı mıdır bu zaat-ı şahane?
Sordu gözlerin,
Cevabını alamadı.
Kırıldı kalbin,
Beni anlamadı.
Zordu anlatmak,
Sen artık bir karikatürsün,
Çirkin mi çirkin.
Hiç de komik değilsin.
Gene de vazgeçilmez ama hep eksiksin.
İlk çizdiğim gibi yapamıyorum.
Evet, sen çirkindin
Elim emeğim, yakılmış yüreğim,
Belim büküldü, ağırdı küreğim,
Selim söküldü, yıkıldı direğim,
Yaş değil, geven dalında gevreğim.
Yelim yeleğim, asılmış eleğim,
Şairliğim ellerime bulaşır,
Kan damlayan mısralarım yüzünden.
Tırnaklarım çok acıyor,
Sıktığım kalemin yüzünden.
Kağıt dayanmıyor bana,
Yazdığım şey yırtılan kalbimden.
Hiçbir zaferin sarhoşluğu senin gibi olamaz.
Hiçbir galibiyetin tadı,
Alın teriyle kazancım…
Yüreğimdekiler bir ideolojik tutkunun aşkı olamaz.
Birilerini inandırmak,
Bu en büyük savaşım
Ama ben daha bir karışım.
Herkes beni bekliyor sanki
Ama ben daha bir karışım.
Ben daha bir çocuğum.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!