Bir seni sevdiğim, bu asi gönlüm
Dudak ihfası'yla anar da gider
Çöker yüreğime akşam güneşi
İçimde erirde yanar da gider.
Bülbül feryad eder bir kuru dalda
Kara kış ortasında bıraktın beni yâr
Bahar geçti, gündemimden yaz düştü
Yüreğinde belli sarp dağların var
Nasib-i vefadan sana az düştü.
Bana sevdanın en pütürlü yolları
sonunda bir hüzün bir çıkmaz düştü...
Hep seni bekledim seher vaktinde
Belki zulmet belki nursun sevdiğim
Şu kurban olduğum kudret kalemi
Saatini bize kursun sevdiğim.
Rahmetiyle eser asi bir rüzgar
Ne zamandan beri sevdim seni yâr
Yıllar bile akıp geçti sevdiğim
Karardı bulutlar, gökte yağmur var
Bir şimşekti çakıp geçti sevdiğim.
İçimde aydınlık, sende mi güneş?
Bir zerdali çiçeği kokusunda
zamana direndim
yaralı bulutlar kayıp gitti gözümden
tükenmezliğin pençesinde tükendim
gecelere yükledim ay ışığını
Bilerek içtim sevda denilen zehri
Ruhumu süzen nihavent bakışların
Zülfünün elmas tellerine dokunur bir mevsim
Dolunay tutulur bakışlarında
Koskoca bir yılı yedik ömürden
Bir adım ileri vardık emmoğlu
Nefsin her tırnağı keskin demirden
Günahı sevabı kardık emmoğlu.
Fark etmedik geçen haftayı ayı
Bahardan süzülen siyah karanfil
Bir tüten hülyamı sardı saçların
Gecemin rüşanı, bir gizli kandil
İçimde küllenen hardı saçların.
Mevlam yüreğime bir seni koymuş
Asil bir sızlanıştı benim ki
Gönlümün çerağında bir kızıl alev
Umutlarımda taze bahar,
düşman dağların ardında dev
Bana mı düştü bu nasip...
Bana mı düştü bir Hamza olmak?
Şair acıları eziyor ki dibekte
görüyor sevdiğini her çiçekte
şiir yazar kardelene, karanfile
yâr diye ıssızlar da açan güle.
Boynu bükük papatya nazlı zambak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!