Düşsel
Bembeyaz güllerle beklerdim seni
İpek saçlarına hasret bıraktın
Yorgun gözlerime bakışlarını
Daldırıp hüznüyle ıslanacaktın
Teessürle şöyle baktım aynaya
Yüreğim derinden yarılır gider
Gözyaşımı kattım içtiğim çaya
Duygular ruhuma sarılır gider.
Dağların sırtında yine boran kar
Duysam ki beni sevmişsin sende
Dünya bana cennet olur sevdiğim
Sarp yollarım ırmaklara düşende
Her içtiğim şerbet olur sevdiğim.
Maviyle barışık, güneş yoldaşım
Gülüşün gülistan, dolunay yüzün
Gönül yamacımda gül ela gözlüm
Bir hicran yarası, bir eski hüzün
Tek Şirin'im sensin bil ela gözlüm.
Aklıma düşerken şimşekler çakar
........ELBET BİR GÜN.......
Elbet bir gün erir, karı dağların
Issızda saklanan gül benim için...
Ve bir güneş doğar ümitle yarın
Vuslata uzanan yol benim için...
Bir yâr sevdim yad ellerde bilmeden
Tubadan uzanan daldı emmoğlu
Meneviş damlardı gülüşlerinden
Anzerden süzülen baldı emmoğlu
Mevsimler içinde gül açan bağdı
Erir zaman ıslak avuçlarımda
Düşer gözyaşıma akarda gider
Derin yara açar bakışlarımda
Asit yağmuruyla yakarda gider.
Kimi gül bırakır kalan izinde
Rüzgar hep böyle ters yöne esince
seninse gözlerin benden yanaydı
esaret bir alevdi gülüşlerinde
çarpardı muştular umut duvarlarına
ben yüreğimde asılı denizler bıraktım
kor dudaklarının kıyılarına...
Bad-ı saba açtı yine hüzün perdesini
Öptü gözlerinden güneş mor dağların
Gönül özler uzaklardan o yârin sesini
Eski bir türküdür adı kayıp sevdaların
Bad-ı saba açtı yine hüzün perdesini.
Sabah sabah penceremi açtım da
Eski hüzün güne düşmüş sevdiğim
İçimde dürülüp kıvrılmış zaman
Bir parçası düne düşmüş sevdiğim.
Gönlümde demlenen o eşsiz maya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!