Heva, hevesinin düşme peşine!
Şeytan parmak sokar her bir işine
Mahşerde bakmazlar bir göz yaşına
Nedamet bin parça, zar olur oğul!
Hamdile şükür et her gelen aza!
Bir mahzun garibi mevlâdan bil
Ortak ol derdine, göz yaşını sil
Bir tek Allah’ın huzurunda eğil
Göz yaşın Hak için sel olsun oğul.
Merhem tut komşuna var ise derdi
Bilinmez derdini kimseye açma!
Her insandan tabip olmaz bilesin
Söndürme gönlünde saklı çırayı
Umutların yarım kalmaz bilesin.
Oku, kurtuluş mektubunu oku!
Kirpiklerime nem değdiği anda
bir gizli hasret demlenir canda
ruhumun kesiştiği bu limanda
beklerim seni ben ölene kadar..
Sevmenin tarifini var mı bilen?
Yaralı ırmakların göz yaşını silen
Ah gönül dön birde hayatla ilgilen
Ölüm çağırıyor yine yüreğimi...
Sevda demek bir noktaya aslında
Ölüm öper yalnızlığımı
kış tutar yüreğimi
bir kırağıya çalar alın yazım
sen düşersin aklıma
ılık yaz gibi...
Isınır içim, çiçekler açar öbek öbek
Sabır dedim besmeleyle her sefer
Gönül hakka köle düştü sevdiğim
Uçup gitti genç ömrümden seneler
Ömür dedim yele düştü sevdiğim.
Geçip gitti gözlerimden bahar yaz
Dokundu efkârıma bir demli çay
Körfezde bu akşam dalgalı sular
Saklandı güneş, darıldı dolunay
Çöktü yüreğime öksüz duygular.
Baksam dağlara dağların üstü kar
Onundur her şey, onundur arş-ı âla
Rahmetin imbiğinden içen mübtelâ
Sınırsız bir derya açmış Hak teâla
İçmek isteyene mutlak bir bendi var.
Yoluna râm olmuş, aşığın mendi var
Yârin yüreğimi saran bir kemendi var.
Dilinde cevahir, kalbinde nur
işte budur, en nadide onur!
şimdi vuslata bir hayal kur
aç ellerini yüce divana doğru!
Bir kulpa tutun ki baki bir şeye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!